You are currently viewing Yazar Dan Brown kimdir?
Yazar Dan Brown kimdir?

Yazar Dan Brown kimdir?

Dan Brown, yıldızı bir anda Da Vinci’nin Şifresi isimli kitap ile parladı. Kitapları dünya genelinde milyonlaca sattı. Hala en kısa sürede en fazla kitap satış rakamına erişmiş olan yazar unvanını elinde tutuyor. Dan, İngilizce konuşan toplumlar arasında Daniel isminin çok yaygın olarak kullanılan bir kısaltılmasıdır. Ancak biz Daniel Brown’a dünyanın onu tanıdığı şekilde hitap edelim.

Peki Dan Brown‘un hayatını merak ediyor musunuz? Nasıl oldu da sıradan bir adamken kitapları milyonlarca satan ünlü bir yazara dönüştü. Açıkçası ben bir süredir merak ediyordum. O nedenle oturup hakkında biraz araştırma yapmak istedim ve bulduklarım, okuduklarım beni oldukça şaşırttı. Bloğumuzda yer verdiğimiz diğer yazarlar gibi Dan Brown’un hayatı da hiç öyle sıradan bir hayat değil ya da en azından bana öyle geldi. Umarım keyifle okursunuz. Siz Dan Brown’un hangi kitabını okudunuz? İyi bir yazar olduğuna inayor musunuz, bunları da yorum kısmında bizlerle paylaşırsanız memnun oluruz.

Dan Brown, Amerika’nın New Hampshire bölgesinde 1964 yılında dünyaya gözlerini açmış. Bu da biraz klişe bir laf oldu ama ne yapalım mazur görün ne de olsa milyonlar satan bir yazar olmak gibi bir azim içerisinde değilim. Konuya dönelim! Brown, babasının Matmatik öğretmenliği yaptığı Exeter Academy’de okula başlamış. Babasının hobileri arasında piyano çalmak yer alırken, Brown’ın annesi ise dini müzikle profesyonel olarak ilgilenen bir şarkıcıymış. Her ne kadar Brown, devlet okullarında eğitim almış olsada, ailesinden dolayı Exeter Academy’nin kampüsünde yaşamış ve kilise korosu ve kilisenin yaz kamplarına katılması neticesinde de Hristiyan değerlerini yakından öğrenmiş.

Eğitiminin ilerleyen yıllarında, 1986 yılında Amherst College’den İngilizce ve İspanyolca üzerine akademik derecelerle mezun olmuş. Ancak ilerde kitapları milyonlarca satacak olan Dan Brown’nun o yıllardaki hayali, annesi gibi, müzik üzerine profesyonel bir kariyer gerçekleştirmekmiş. Düpedüz bildiğiniz, meşhur bir Pop şarkıcısı olmak istiyormuş. Ancak şarkıcılık ve söz yazarlığı üzerine yaptığı girişimler ona oldukça ufak başarılar getirmiş. Hayallerinin peşinden koşmak konusunda azimli olan Brown, pop şarkıcısı olmak hayaliyle ve müzik sektöründe ilerleyebilmek adına Los Angeles’e taşınmış. Bir yandan müzik ve söz yazarlığı ile ilgilenirken, müzik kariyerini geliştirebilmek adına kendisine maddi gelir elde etmek amacıyla Beverly Hills Preparatory School’da İspanyolca dersleri vermeye başlamış. Şarkıcıların, artislerin bilimum zengin insanların cirit attığı meşhur Beverly Hills’de Brown, hayatını değiştirecek bir kişi ile cemiyet hayatının sarışın ve çekici bir karakteri olan Blythe Newlon ile tanışmış.

Dan Brown ve müzik

Kendisinden 12 yaş büyük olan Blythe Newlon’un daha sonra Şarkı Sözü Yazarları Uluslararası Derneği’nin sanat direktörlüğüne gelmesi ile Dan Brown uluslararası bir pop şarkıcısı olma hayali daha da güçlenmiş. 1993 yılında Dan Brown kelimenin tam anlamı ile Telefonda Sex yapma fantazisi üzerine kendi yazdığı ve söylediği şarkı ile ortaya çıkmış ancak şarkı beklediği kadar popüler olmamış. Dan Brown‘un 976-Love adını verdiği, kendisnin yazdığı ve söylediği bu şarkıyı buraya koymayalım ancak internette aradığınızda bulabileceğinizi söyleyelim. Dan Brown‘un kafası muzik ile dolu ve kalbi notalarla çarparken bile ünlü yazarın numeroloji ile nasıl içli dışlı olduğunu şarkısına verdiği adda görebiliyorsunuz değil mi?

Dan Brown aldığı tüm bu desteğe, oldukça iddialı bir şarkıya, çıkardığı 4 adet müzik cd’sine, müzik alanında görülebilen yeteneğine ve yeni Barry Manilow’ olarak gösterilmesine rağmen, Brown’ın içine kapanık tutumu, onun müzik dünyasında bir yer edinememesine ve kendini kabul ettirememesine neden olmuş. Daha sonraki yıllarda Dan Brown bu durumu, o yıllarda insanlar MTV’de soluk tenli, kelleşmeye başlayan kafası ile poposunu sallayarak şarkı söyleyen birine daha hazır değildi diyerek özetlemekte.

Bu olup biten üzerine 1993 yılında New Hampshire’a geri dönen Brown, size şimdiden tanıtık gelecek olan Exeter Academy’de, babasının matematik olarak hizmet verdiği, kendisinin de eğitim hayatınabaşladığı bu okulda bir eğitimci olarak iş de bulmuş ve çalışmaya başlamış. Dan Brown bir anlamda yenik bir şekilde Los Angeles’tan dönerken getirdiği muhtemel hayal kırıklıklarına karşın Brown New Hapmshire’e Blythe Newlon ile birlikte dönmüş.

Brown’un hayatındaki bu değişikliğin üzerinden daha bir yıl geçmişken, onun kaderini değiştirecek ikinci bir gelişme olmuş ve 1994 yılında Haiti’de tatildeyken, Sidney Sheldon’un “Doomsday Conspiracy” adlı kitabını okuduktan sonra aynen şöyle demiş: “Hey, bunu ben de yapabilirim!”

1995 yılında, artık kendisini bir tarihçi olarak adlandıran hayat arkadaşı Blythe ile şu kitabı yazmışlar. Kaçınılması gereken 187 erkek: Duygusal Açıdan Tükenmiş Kadınlar Rehberi. Kulağa ne Da Vinci Şifresi ne Dijital Kale ne de herhang bir macera kitabı gibi geliyor değil mi? Bir yıl sonra ise Dan Brown tam zamanlı bir yazar olarak yazmaya adamış kendisini. Bir yıl sonra da Brown ile Blythe evlenmişler. İzleyen yıl ise Dan Brown ilk macera romanı olan Dijital kale romanını yayınlamış.

Dan Brown kitapları

Dan Brown Dijital Kale sonrasında Melekler ve Şeytanlar ile İhanet Noktası isimli kitaplarını yazmaya koyulmuş. İhanet Noktası kitabını referans bölümünde, yorulmak bilmeyen çalışmaları ve yaratıcı katkılarından dolayı eşi, Blythe Brown’a teşekkür etmektedir. Öyle görünüyor ki Dan Brown bu destekten 2003 yılında yazdığı ve daha ilk gününde 6000 kopya satan ve ilk haftanın sonunda The New York Times’ın en çok satanlar listesine oturan Da Vinci Şifresi kitabında da bolca yararlanmış.

Da Vinci Şifresi’ne geçmeden önce, Brown’un çocukluğuna geri dönmekte fayda var. Dan Brown çocukluğunda yapboz, bulmaca, bilmece ve şifre gibi çözüm gerektiren oyunlara son derece tutkunmuş. Brown’un anne ve babası, Dan ve iki kardeşi  ile hazine oyunu oynamaya bayılırlarmış ve evin bir yerine hazine diye adlandırlan ve onları bulduklarında çok sevindirecek çeşitli küçük şeyler bırakırlar ve bulmalarını isterlermiş. Brown bu oyunu oynamaktan büyük zevk aldığı gibi çoğu zamanda öd ülü ilk bulan evlat olurmuş. Brown’ın çocukken bir başka tutkusu ise ufak sihir, el çabukluğu ve hokkabazlıkmış. Özellikle bu oyunlar adeta Brown’u büyülermiş.

İlerleyen yıllarda, Brown kendi ağzından eşine, daha bir üniversite öğrencisiyken, İspanya’da katıldığı bir sanat dersinde yaşadığı heyecanı anlatmış. Bu dersin konusu Leonardo Da Vinci’nin Son akşam Yemeği isimli  resmi üzerineymiş. Anlaşılan o ki, bu resimle birlikte o dersta anlatılan gizli referanslar, ipuçları, Dan Brown Da Vinci Şifresi’ni yazdığı güne kadar 20 yıl boyunca aklının bir yerinde kalarak hep kafasını meşgul etmiş. Bu dersin üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, Dan Brown‘un onca yıl aklında yer alan tüm soru işaretleri şekillenmeye başlamış ve Da Vinci Şifresi’nin hikayesini oluşturmuş

Kitapları milyonlarca satan Dan Brown karşısında aslında ona karşı olan ve yerden yere vuranlar cephesi de var. Elbette bu cephenin içerisinde Vatikan ve hristiyan dinine kökten bağlı kiliselerin ve din adamlarının yanısıra
çeşitli tanınmış yazarlar da bulunmakta. Bu cephenin belki de en tanınan yazarlarından biri, bizim Şeytan Ayetleri isimli kitabı ile tanıdığımız Salman Rüşti. Salman Rüşti Da Vici Şifresi kitabı için o kadar kötü bir kitap ki kötü kitapları iyi gösteriyor demiş.

Amerikalı dilbilgisi uzamanı Mark Lieberman, Dan Brown’u edebiyat tarihinin en kötü nesir yazarı olarak tanımlamış. Liste böylece uzayıp gidiyor. Pekçok eleştirmenden de oldukça sert eleştriler almış Brown. Birçok
eleştirmenin üzerinde anlaştığı nokta ise iki ağır nesnenin birbirine çarpmasından çıkan ses kadar sıkıcı olan dialogları ve bir ev eşyasının kullanım klavuzu kadar ayrıntılı bir dille yazılmış olan hikaye anlatımı onu bu kadar meşhur ve zengin etti.

Sizin de düşündüğünüz gibi başarı, artık bir ekip olarak hareket eden karıkoca Brown’ların kolay elde ettiği bir şey değil. Brown çifti, Da Vinci Şifresi’nin hikayesinin sınırlarını çizdikten sonra çok kapsamlı bir araştırmaya
girişmişler. İkili, Roma, Paris ve Washington’da kitaplar üzerinde binlerce saat araştırma yapmışlar. Özellikle binlerce diyorum çünkü kendileri binlerce saat harcadıklarını söylüyorlar. Önce biraz çekingen bir şekilde daha sonar ise çok daha kararlı bir şekilde Da Vinci Şifresi’nin taslağını yazmışlar. Bu son derece disiplinli araştrma süreci, Brown’ın yazım süresine de yansımış. Dan Brown, yazım aşamasını son derece sert ve acı geçtiğini belirtiyor ve günlük olarak yazmaya sabaha karşı saat 4’te başladığını belirtiyor. Brown aksi durumda günün en verimli saatlerini kaçırdığını düşünüyormuş. Brown masasının üzerinde bir saatlik bir kum saati bulunduruyormuş ve her bir saatlik yazım periodunun biriminde esneme hareketleri ve sonrasında mekik ve şınav çekiyormuş.

Çocukları olmayan Brown çiftinin bir kaç yıl önce 200 milyon dolardan daha büyük bir servetinin olduğu bilinmekte. Şimdi zenginin malı züğürtün çenesi derler ama biz devam edelim. Brown’un son yazdığı kitaba 5 milyon adetlik bir ön baskı talebi olmuş. Dan Brown, babasının 35 yıl öğretmenlik yaptığı, kendisinin hem bir öğrenci hemde bir eğitimci olarak bünyesinde bulunduğu Phillips Exeter Academy’e, 2004 yılında, 2,2 milyon dolarlık bir bağış yaparak babasının adına, yardıma ihtiyacı olan çocuklar için bilgisayar ve diğer teknoloji ürünleri sağlanması için yardımda bulunmuş.

Aslında burda sizi muhtemelen şaşırtacak bir başka detaya dikkatinizi çekeceğiz zira Dan Brown’un babasının da zamanında en çok satan yazarlar listesinin başında yer almış olması. Ona bu sıfatı kazandıran ise matematik alanında yazdığı bir ileri matematik kitabı: Advanced Mathematics: Precalculus with Discrete Mathematics and Data Analysis. Baba Brown’ın matematik öğretme alanındaki üstün başarısı, kendisinin Başkan George H. W. Bush. Tarafından, yani baba Bush tarafından “Presidential Award for Excellence in Science and Mathematics Teaching” ödülünü almasına kadar varmış.Dan Brown’un hayatından pekçok ders çıkarabilirsiniz. Gördüğünüz gibi Dan Brown neredeyse bu tarz sensin yarışmasından kovulması ya da o ses yarışmasından bir tomar eleştiri alarak elenmediği kalmış. Ancak pes etmemiş ve sonuca ulaşmış. Yazıyorsanız asla pes etmeyin!

Yazar:

Turgut Şişman
Turgut Şişman
Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum

Turgut Şişman

Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.