Bilgi Üniversitesi’nin Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’nü bitiren Su Tunç, daha sonra öğrenim ve çalışma yaşamını Belçika’da sürdürdü. Türkiye’ye döndükten sonra, medya ajanslarında metin yazarı olarak çalışmaya başladı. Bu yılın şubat ayında yayınlanan polisiye türündeki ilk romanı Hatırla! Bir Savcının Anıları ile polisiye okurlarının karşısına çıkan Su Tunç’la kitabı hakkında kısa bir söyleşi yaptık.
Polisiye Durumlar: Merhaba Su Tunç. Hatırla! Bir Savcının Anıları adlı romanınızdan bize biraz söz edebilir misiniz?
Su Tunç: Hatırla! Bir Savcının Anıları‘nda, yirmi yıl önce işlenen cinayetlerin yeniden ortaya çıkışı sonrasında yaşananları konu ediniyorum. Ebeveyn katili adı verilen ve zamanında yakalanamayan bu katilin neden yirmi yıl sonra yeniden ortaya çıktığı, cinayetlerin modus operandi’sinin aynı oluşu, katilin yirmi yıl boyunca ne yaptığı ise asıl merak noktamız.
Polisiye Durumlar: Romanınızın kahramanını (veya kahramanlarını) biraz tanıtır mısınız?
Su Tunç: Romanın baş karakteri Ethem Korkmaz isimli bir savcı. Kendisi, normalde ataması gelmemiş olmasına karşın, Cinayet Suçları Bürosu’na atanıyor ve yirmi yıl sonra ortaya çıkan Ebeveyn Katili’nin soruşturmasına tam anlamıyla damdan düşer gibi dahil oluyor. Ethem’in neden ve nasıl bu soruşturmaya dahil olduğunu ise, kurgu ilerledikçe öğreniyoruz. Tabii, daha başka birçok yan karakter de ar. Başsavcı Vekili Erkan Kurt, soruşturmaya yardım eden suçlu psikolojisi uzmanı Ekin Yıldırım, hiçbir dosyanın peşini bırakmayan Utku Güven ve Ethem’in ağabeyi Kaya.
Polisiye Durumlar: Kitabınızı kimler okumalı? Hatırla! Bir Savcının Anıları kimlere hitap ediyor?
Su Tunç: Polisiye, gerilim sevenler başta olmak üzere, yediden yetmişe her kesimden, herkes Hatırla!’yı okuyabilir. Son derece kucaklayıcı bir roman diyebilirim. Öyle bir iddiası olmamasına karşın.
Polisiye Durumlar: Bu romanı yazmaya sizi yönelten etkenler nelerdi? Neden başka bir şey değil de böyle bir roman yazmak istediniz?
Su Tunç: Başka bir şey değil de böyle bir şey yazmamın sebebi; tam olarak da “böyle bir şey” yazmak istememdi. Aşk romanı da yazdım. (Çıkış romanım olan Kore’de Aşk Mevsimi). Çünkü, o dönem öyle bir şey yazmak istiyordum. Postmodern roman da bilimkurgu romanı da yazdım. Onlar yayımlanacak kadar iyi değillerdi. Ancak o an onu yazmak istedim. Beni heyecanlandıran, bende yazma isteği uyandıran ne varsa onun hakkında yazdım. Tabii, belli bir çizgide yazmak, bir tarz oturtmak oldukça önemli. Ancak gençlikte deneme-yanılma yapmayacaksak, kalemimizin özgürlüğünün tadını çıkartamayacaksak, ne anlarım ben bu işten?
Polisiye Durumlar: Esin kaynağınız neydi?
Su Tunç: Polisiye bir kurgu yaratımı tamamen kendi kendine gelişti. Çok sayıda polisiye eser okudum, dizi, film izledim ve kendi kendime karakterler yaratmaya başladım. Ancak, bir polisi değil de bir savcıyı başkarakter yapma güvenini bana Kore dizileri verdi diyebilirim. Orada, savcı dizileri diye ayrı bir janr mevcut. Olayları araştıran, soruşturan savcıların hikayeleri anlatılıyor. Ethem karakterinin de polis olacakken savcı olmasının sebebi bu. Tabii, öncesinde Türkiye’de bu işlerin nasıl işlediğine dair birçok araştırma yapmam, yetkililere sormam gerekti. Benim için kitap yazma eyleminin en güzel taraflarından biri de bu zaten; ön araştırma.
Polisiye Durumlar: Romanınızdaki konunun ve kahramanların gerçek hayatta bir karşılıkları var mı yoksa hepsi tamamen sizin yarattığınız bir kurgu mu?
Su Tunç: Gerçek hayatla ilgisi olan hiçbir şey kaleme almadım bugüne kadar. Ne karakterler ne de kurgu bakımından. Kafamın içinde olan bitenleri yazıya dökmeyi tercih ediyorum. Gelecekte bir esin kaynağım olursa da mutlaka bahsederim.
Polisiye Durumlar: Yeni kitap projeniz var mı?
Su Tunç: Var tabii, olmaz mı! Mart ayında editörüme son yazdığım kitabımı teslim ettim. Aklımda bu yeni bitirdiğim kitabın devamı da var. Tabii, basılıp basılmayacağına yayınevi karar verecek. Ben de ona göre devam kitabını kaleme almayı planlıyorum. Yine polisiyle türünde. Bu seferki karakterlerimiz ise cinayet büro polisleri. İşin içinde yine Hatırla!‘da olduğu gibi biraz psikoloji, onun dışında adli tıp bilimi ve nöroloji de girecek bu sefer. Şu sıralar okuyucuyu sıkmadan ve kurguyu sekteye uğratmadan detay bilgiler verme kısmı ile ilgili çalışıyorum.
Polisiye Durumlar: Bu güzel söyleşi için size çok teşekkür ederim.
Su Tunç: Ben teşekkür ederim.
Yazar:
En Son Yazıları
- Makale26 Mayıs 2024Homofobik Ne Demektir: Anlamı ve Önemi
- Uncategorized16 Ocak 20212020 Zehirli Kalem Öykü Ödülü’nü Kazanan Belli Oldu
- Uncategorized3 Ocak 2021Kristal Kelepçe Ödülü Sahibini Buldu
- Röportaj13 Ağustos 2020Hale Uzun’la “Derin Gölge” Romanı Hakkında Söyleşi