Bir polisiye yazacak olsanız...

Bir polisiye yazacak olsanız…

Bilgisayar başında oturup ekranda kayan görüntülere boş boş bakarken ve bir hevesle açtığım filmde konuşulanları duyup da aslında dinlemezken, aklımda tek bir şey vardı. O da yazmak. Ne yazacağını bilmeden yazmak. Aklımda alakasız kelimeler sanki bir boşlukta havada süzülüyor, ben o boşlukta onları yakalamaya, yan yana getirip cümleler kurmaya çalışıyordum. Filmi kapatma vaktim gelmişti, belli oldu.

Ben beynimden geçen kelimeleri bir sıraya dizmeden önce benimle bir oyuna var mısınız? Tek yapmanız gereken; ” Bu kelimelerden hangisini ilk sıraya alırdınız ? ” sorusuna cevap vermek ve yazının devamını okumadan önce, yorumlar kısmına öncelikli kelimenizi yazmak. Bakalım yazının sonunda ne düşünüyor olacaksınız, hile yapmak yok. İşte kelimeleriniz, kelimenizi seçip şimdi aşağıya, yorum kısmına yazın:” İntikam, Aşk, Hırs, Para, Öfke, İhtiras, Güç ,Menfaat, Zevk “Her hikayenin giriş,gelişme ve sonuç bölümlerinin olması gerekir, derler. Hikayeyi anlamlı kılan ise neden-sonuç ilişkileridir. Asırlardır en yaygın işlenen suç cinayettir ve hepsi mutlaka bir nedene dayanır. Kabil’in, kardeşi Habil’i kıskançlık yüzünden öldürmesi de ilk cinayet hikayesi olarak kabul edilir. Kıskançlık yüzünden…

Polisiye öykülerde, en sık rastlanan cinayet sebepleri kelime seçme oyunumuzun içindeydi. Okuduğumuz romanların bir çoğunda karşımıza ya yüklü bir mirasa konmak için, ya daha ötesine sahip olma hırsı, ya aşk, ihtiras sonucu kapılınan öfke krizleri ile, ya da bazen sadece şiddete meyilli olmanın getirdiği zevk ile işlenen cinayetler çıkar. Ancak benim en sevdiğim sebep; intikamdır. Bu sebeptendir ki intikam ilk yazdığım kelime olmuştur.

Adalet duygusunun tatmin edilemediği durumlarda insan, kendinden eksilenlerin dengesini intikam alarak sağlamak ister. Yeniden huzura kavuşma umudu ile aslında kendini bir tatmindir intikam. Kendisine ya da sevdiklerine geçmişte yapılan bir kötülüğün intikamını almak için yola düşen kahramanın, en ince ayrıntısına kadar hesapladığı cinayet planını yürürlüğe koyma gayreti, bu plan işlerken karşılaştığı ufak tefek aksiliklerle boğuşurken başından geçenler her daim favori konu olmuştur benim için. Para için, mevki için, hırsına kapılıp, menfaatleri uğruna cinayet işleyenlerin hikayelerini okumaktan daha keyifli gelir bana intikam uğruna çevrilen entrikaları hayretle takip etmek. Çünkü o hikayede katilin acınası bir yanı ama bununla birlikte hayran olunacak üstün bir zekası da vardır.

Bazen de dikkatsizlik sonucu işlenen bir cinayetin hikayesini okuruz. Katil, kazara işlediği cinayetin izlerini kapatmaya çalışır. İşte bu sebep bende etki bırakmaz. Çünkü katilimiz bahtsız ve bazen de sakardır. Sanki sebebin asaleti eksik kalmıştır.

Aşk için işlenen cinayetlerde de o ruhu bulamam. Seni sevmeyeni, istemeyeni neden istiyorsun ve zorluyorsun a kahraman diyesim gelir. Lakin intikam öyle midir?

Bir kaybedenin hayata tutunma şeklidir. Güçlü kalma, dağılmış parçalarını yeniden toplama gayretidir. Çok zorladım ama kendimi tutamıyorum, pes ettim yazacağım; “ve intikam soğuk yenen bir yemektir.”

Elbetteki gerçek hayatta cinayetin her türlüsüne karşı bir insanım. Ama bir polisiye yazacak olsam, kesinlikle olay örgüsünde intikam sebep olarak seçilenim olurdu. Ya sizinki?

FunDA MENEKŞE

Yazar:

Funda Menekşe

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum