Şu edebiyat dünyasında mangal yürekli kahramanları, iyi karekterleri herkes hatırlar ama kötü karakterler bütün yükü çekmelerine hatta genelde filmin ya da kitabın sonunda herşeylerini kaybetmelerine rağmen pek hatırlanmazlar. Pek çok polisiyesever Sherlock Holmes ve Dr. Watson’un maceralarına tutkundur ancak en az Sherlock Holmes kadar zeki ve akıllı Moriarty nedense pek kimsenin aklına gelmez. Hem de Moriarty Profesör olacak kadar iyi eğitimli, akıllı bir karakterdir. Eğer dahi Sherlock Holmes’in karşısında en az onun kadar yetenekli ve dahi bir kötü karakter olmasaydı, Sherlock hikayelerini bu kadar severek okur muyduk?
Gelin kitaplardan ve filmlerden seçtiğimiz en kötü 10 karaktere, bir göz atalım:
- 10 – Bufalo Bill – Kuzuların Sessizliği
Kuzuların Sessizliği, en iyi filim, en iyi yönetmen, en iyi kadın ve en iyi erkek oyunculuk oskar ödüllerini almayı başaran bir polisiye sinema şaheseridir. Dr. Hannibal Lecter karakterini canlandıran Anthony Hopkins bu filmde öyle kuvvetli bir performans göstermiştir ki, filmin asıl kötü karakteri Buffalo Bill’i adeta hafızalardan silip atmıştır. Oysa filmin gerçek kötü adamı, genç kadınları kaçırıp öldürerek onların derilerinden kendisine bir elbise diken Buffalo Bill’den başkası değildir.
Alfred Hitchcock’un Psycho’su (Sapık), bir baş yapıt ve popüler kültüre mal olmuş bir film. Burada kötü karakter olarak karşımıza temiz yüzlü delikanlı Norman Bates çıkar. Sinema tarihinin en kötü karakterlerinden biri onun ruhunun derinliklerinde gizlenmektedir.
Masallarda, krallar ve kraliçeler genelde iyi kalpli olurlar. Kötüleri bile öyle çok kötü değildir. Ancak en çok bilinen masallardan birinde durum farklıdır. Çocukların o masum dünyasına yakışmayacak hatta sığmayacak kadar kötü bir karakter vardır orada.
“Ayna ayna söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?”
Hemen hepinizin aklına Pamuk Prensess ve Yedi Cüceler geldi deği mi? Ne güzel bir masaldır. Hemen hemen her çocuğun aklında yer etmiştir Pamuk Prenses’in hüzünlü hikayesi. Ancak unutmamak gerekir ki bu masalda, Pamuk Prenses’in ölüm emrini verecek, hatta bunun ispatlanması için avcıdan onun kalbini söküp getirmesini isteyecek kadar kötü bir kraliçe vardır. Sizce de hikayenin bu kısmı bir çocuk için biraz fazla değil mi?
Ah erkeklerimiz. Anadolu erkekleri. Töre cinayetleri, kadına şiddet ile adete özdeşleşmiş ülkemiz. Oysa bir zamanlar bu topraklarda kadınlar tanrıçalık yapmakta, Kibele hüküm sürmekteydi.
En kötü kötüler listemizin yedi numarasında karısına kötü davranan ve şiddet uygulayan Jack Torrance yer alıyor. Stanley Kubrick’in Stephan King’in bir romanından uyarladığı bu psikolojik korku filminde, hadi Jack ıssız bir otele kapandı da kayışı sıyırdı diyelim. Bizim ülkemizdeyse erkeklerin bir kısmı genelde kayışı koparmış şekilde dolanıyor ortalarda. Bu arada, insanın tüylerini ürperten banyo kapısının kırılmasıyla ilgili sahne için tam 127 çekim tekrarı yapıldığını ve bunun bir rekor olduğunu da hatırlatalım.
Yaşı 35-45 arasında olanların çocukluk kabusudur Michael Myers. Ailelerin henüz çocuklarına hangi filmi seyrettirip hangi filmleri seyrettirmeyeceği konusunda tam bilinçlenmediği, henüz filmlerin başında yok 7 yaşından aşağıdakilere uygun değil, yok olumsuz davranışlara örnek teşkil edecek davranışlar içerir mesajlarının olmadığı bir dönemde seyrettiğimiz Hallowen yani Cadılar Bayramı filmlerinin kötü adamıdır Michael Myers.
Bir kara basan gibi, hiçbir şekilde kurtulamazsınız Michael Myers’den Yanmaz, yıkılmaz, ölmez koca bıçağı ile gelir karabasan gibi oturur üstünüze.
Çok kaliteli filmlere imza atmamış olmasına rağmen Sylvester Stallone, hikayelerini çok akıllıca seçer. Kah haksızlığa uğrayan bir gazinin hikayesinde Rambo olarak, kah dürüst bir boksörün dokunaklı hikayesinde Rocky olarak gelir karşımıza. Hikayesini öyle uluslararası değerlerin ortasına koyar ki, filmleri nerede seyredilirse seyredilsin bir şekilde izleyen zamane kitlesinin kalbine hitap eder.
Neyse biz kötü adamımıza bakalım. Rocky 5 serisinde Ivan Drago adında kötü kalpli bir Rus boksör vardır. Amerika’nın Rusya ile gizli ve soğuk bir savaşı yürüttüğü paranoya yıllarıdır ve
Ivan Drago, Amerikan halkının sevgili boksörü Apollo’yu öldürür. Hiçbir acıma duygusu göstermez Drago ve “Ölmüşse ölmüş.” der.
Spor musabakalarında hatta futbol sahalarında böyle kötü niyetli sporcular ara sıra çıkar değil mi karşımıza?
Bazen bilmediğimiz, sezemediğimiz güçler, ne zorluklarla kazandığımız biriktirdiğimiz yatırımlarımızı yok eder. Yok dolar çıktı yok Avro düştü, enflasyon, faiz develüasyon, fed faiz arttırımı derken bir de bakmışsınız o gözünüz gibi baktığınız birikiminiz mum gibi erimiş. İşte böyle bir dünyanın, ekonomi dünyasının kötü adamıdır o, Gordon Gekko.
“Aç gözlülük iyidir.” ve bunun gibi bir çok mottosu vardır. Zamanında finans dünyasına çok para kazanmak amacıyla girmiş yeni yetme borsacıların rol modeli olmuştur Gordon Gekko. Michael Douglas’ın en başarılı rollerinden biridir Gordon Gekko.
Bazı filmlerin yeri bizim toprakların erkeklerinde ayrı bir yeri vardır. Hemen hemen her kasabada Tango ya da Cash olarak anılan bir karakter vardır. Kurt Russell’in en yakışıklı zamanları ile Sylvester Stallone’nin baklavalarını belki hatırlarsınız ama muhtemelen bu filmde, bu ikiliye çektiren hapishane müdürünü pek hatırlamazsınız. Ancak yine de bu filmdeki gibi nice kötülerle karşılaşmışızdır hayatımızda.
Filmin hikayesinde olduğu gibi istemeden bir ortama girmişizdir mesela askerlik ya da hapishane gibi ve orda gücün başında olan kişi durduk yere kötüdür de kötüdür. Makamını, gücünü kötü olmak için kullanır da kullanır. Gözünüzün önüne geldi mi böyle görevini, gücünü kötüye kullananlar?
Hayatında hiç yılan görmemiş bir köpeğe bir içi doldurulmuş bir yılan gösterdiğinizde köpek onun ne kadar tehlikeli olduğunu görünüşünden anlar ve huzursuzlaşır. Havlar ve adeta zehirli dişleri olduğunu biliyormuşçasına ondan uzak durmaya gayret eder. Yıldız savaşlarının kötü karakteri Darth Vader böyle bir kötü karakterdir işte. Kötü olduğunu saklamaz, maskesiyle, kara kara kıyafetiyle ben kötüyüm diye bağırır. Keşke her kötü böyle olsa, başkası gibi iyi biri gibi görünmeden kötü olsa dedirtir.
Gırtlağına kadar kötülüğe batmış Gotham şehrinin kahramanı Batman’ın hikayesi artık bir popüler kültür unsuru. Hikayenin kötü karakteri, yüzündeki yara izlerini bir palyaço makyajı ile gizlemeye çalışan Joker’dir.
Bu kadar bilinen bir karakteri hem de Jack Nicholson’a varacak kadar pek çok iyi oyuncu tarafından canlandıran Joker karakterini, Kara Şövalye filmindeki yorumu ile Avustralyalı aktör Heath Ledger son derece ekran önüne taşımıştı.
Anarşi ve kaosun psikolojik fikirlerini son derece başarılı bir şekilde anlatan karakter olarak karşımıza gelmişti bu filmde Joker. Joker aynı zamanda bir psikopatta bulunan pekçok şaşırtıcı özelliği de taşımaktadır.
Psikopatların şaşırtıcı özellikleri nedir diye merak ettiyseniz buraya tıklayın.
Turgut Şişman
Yazar:
- Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.
En Son Yazıları
- Polisiye edebiyat25 Mayıs 2024Arthur Conan Doyle Kimdir: Hayatı, Eserleri ve Sherlock Holmes
- Makale16 Mayıs 2024En tehlikeli burç hangi burçtur? Peki ya en zeki burç hangisidir? 2024
- Makale13 Mayıs 2024Psikopat Ne Demek? Özellikleri, Meslekleri ve En Psikopat Film Karakterleri
- Haber9 Haziran 2023ZEHİRLİ KALEM POLİSİYE ÖYKÜ YARIŞMASI BAŞLIYOR