Polisiye yazarı Jean Christophe Grange kimdir

Polisiye yazarı Jean Christophe Grange kimdir

Polisiye yazarı Jean Christophe Grange, Ve Kral Sahne Alır…

Dün, yüzümde kocaman bir tebessüm ile bir parça  mahcubiyet hissi uyandıran bir ileti aldım. ” Neden sustu kaleminiz?” diyerek beni iteleyen bir ileti. Sanırım bu destekten  biraz hoşnut biraz da tembelliğimden utanmış olacağım ki ilk fırsatta kağıda kaleme sarıldım. Kahvem hazır,ortam durgun,ben sakin durum üçgenini kurduğuma göre, bu kez de sizlere; assolistler sahneye hep en son çıkarlar diyerek, hakkında yazmayı sürekli ertelediğim, polisiye gerilimin şahsıma göre kralı Jean Christophe Grangé ‘dan bahsetmek istiyorum.

Görevim nedeniyle, yirmi iki kişilik bir serviste her gün iki saatlik yolculuk yapmam gereken, üç yıl süren zorlu bir dönem yaşamıştım. Bu iki saatlik eziyeti verimli kılmanın yolu elbette kitap okumaktan geçiyordu. “Kendini nokta kadar değersiz hissettiğinde dönüp arkana bak; belki önemli bir cümlenin sonundasındır.” diyen Grangé ile tanışmam o döneme denk gelir işte. Arkadaşın elinde görüp talip olduğum “Taş Meclisi” (Yazarın Eylül 2000’de çıkan üçüncü romanı) beni kendine öyle bağladı ki birden bire kendimi sahafta Grangé‘ın  piyasadaki tüm kitaplarını toplarken buldum. En azı 350-400 sayfalık bu kitapları kol çantamda her yere taşırken hiçbir ağırlık hissetmediğim, hatta yürürken kendi kendime “Bu paragrafı yürürken okuyabilir miyim acaba?” diye sorduğum da olmuştur, İstanbul’da sokak sokak alışveriş için gezip de eve sadece elimde bir Grangé ile döndüğüm de…

Jean Christophe Grangé kimdir

Küçük bir araştırma ile internet sayfalarında bulabileceğiniz bir bilgi olsa da, sizi araştırmaktan kurtarmak adına, Jean Christophe Grangé kimdir,kısaca bir değineyim. Benim deyimimle Kral; 15 Temmuz 1961’de Fransa’da dünyaya geldi.  Üniversite eğitiminin ardından serbest gazeteci olarak çeşitli gazeteler için çalışan Grangé,  “Paris-Match” dergisi için gezi-macera röportajları, “Figaro Magazine” için bilimsel röportajlar hazırladı ve Fransa’da gazeteci olarak  üne kavuştu.

Jean Christophe Grangé kitapları

Leyleklerin göç yolları üzerine bilimsel bir makale hazırlayan yazar,bu konudan yola çıkarak kurguladığı  ilk romanı olan, “Leyleklerin Uçuşu” nu 1994 ’te yayınladı. Bu açılış kitabı öyle büyük sükse yaptı ki Fransa’da 450.000 adet sattı ve sekiz bölümlük bir TV dizisi haline getirildi. Artık Grangé adı, Fransa’nın Stephen King’i olarak anılmaya başlanmıştı. Bu hızlı çıkıştan dört yıl sonra gelen “Kızıl Nehirler” ile ününü dünya sahnesine taşıyan yazarın romanı beyazperdeye taşındığında yönetmen koltuğunda Mathieu Kassovitz, başrollerde ise Jean Reno ve Vincent Cassel yer aldı.

2000 yılında, ” Taş Meclisi” piyasaya çıktığı anda çok satanlar listesinin ilk sırasına yerleşmeyi başardı. 2006 yılında Stéphane Cabel ve Guillaume Nicloux tarafından senaryolaştırılan kitap,  Guillaume Nicloux yönetiminde sinemaya uyarlandı. Filmin oyuncu kadrosunda Monica Bellucci, Catherine Deneuve, Moritz Bleibtreu, Nicolas Thau, Tubtchine Bayaertu gibi güçlü isimler yer aldı.

2003 yılında Kurtlar İmparatorluğu’nu yayımladı ki eser 2005 yılında Chris Nohan’ın yönetmenliğinde yine Jean Reno gibi bir dev başrolde olmak üzere beyazperdeye aktarıldı.

Romanları yirmiyi aşkın dile çevrilmiş olan Jean Christophe Grange kitapları:

Le Vol des cigognes (1994)-  Leyleklerin Uçuşu(2002)
Les Rivières pourpres (1998) – Kızıl Nehirler (2001)
Le Concile de Pierre (2000) – Taş Meclisi (2001)
L’Empire des loups (2003) – Kurtlar İmparatorluğu (2003)
La Ligne noire (2004)- Siyah Kan (2005)
Le Serment des limbes (2007) -Şeytan Yemini (2007)
Miserere (2009) – Koloni(2009)
La Forêt des Mânes (2010) -Ölü Ruhlar Ormanı (2010)
Le Passager (2011) – Sisle Gelen Yolcu (2012)
Kaïken (2012 )- Kaïken (2013)    olarak tamamı Türkçe’ye çevrilmiş ve ülkemizde yayınlanmıştır.

Korku-Gerilim alanında ismi dünyanın bir numarası sayılan Stephen King ile özdeşleştirilerek, Fransa’nın Stephen King’i diye lanse edildiğinde, bazı kesimler bu, hak ettiğinden fazlası, diye itirazda bulunmuşlardır. Oysa iyi bir okur bilir ki; Jean Christophe Grange korku romanları yazmaz ama gerilim ve macerada üstadı da aratmaz.Yazarın gazeteci kimliği ile dolaştığı birçok ülkenin yansımalarına kitaplarında rastlamak kaçınılmaz olmuştur.

Kitaplarında  maceradan maceraya atılan kimi erkek kimi kadın kahramanlar,şahane betimlemeler sayesinde

sizi, kendileri ile birlikte, dünyanın bir çok ülkesinde sokak sokak gezdirirler. Bilgiye eklenen zeka, kuvvetli kalem, akıcı dil ve diyaloglar, gerilimi sonlara kadar taşıyan kurgular ve insan aklını zorlayacak vahşet senaryoları ile Jean Christophe Grange; Fransa’nın dahi kalemi kanımca.  Jean Christophe Grange ismi bile söylenirken ne kadar karizmatik değil mi?

Dinler, inanışlar, ırklar, kültür ve gelenekler üzerine zengin bir bilgi birikimine sahip olduğu şüphe götürmez bir gerçek olan yazar, her kitabında oryantalist yanını da konuşturmakta, bir doğulu olarak sizin kültürünüzü size sunmaktan çekinmemektedir. Özellikle Taş Meclisi kitabının yayınlanmasından sonra birçok yayın organı tarafından “Edebiyat Keşişi” olarak nitelendirilmiş, şamanizme olan ilgisi sorgulanmıştır.

Tüm kitaplarını okumuş bir acemi okur olarak (kendime eleştirmen demek ne büyük hadsizlik olur diye düşündüm burda) fikrimi belirtmek isterim  ki; Leyleklerin Uçuşu ile sınırdan sınıra dünyayı gezerken bir taşın nasıl da insanlığın gözünü boyadığını görecek, Kızıl Nehirler ile biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak olan iki sıra dışı kahramanın, özellikle Karim’in Guernon’a kadar olan macerasında, yaşadıklarını okurken tüylerinizin ürpermesine engel olamayacaksınız. Parapsikoloji, Türk-Moğol çekişmeleri, mucizevi tedaviler ya da Sovyetler Birliği’nin derin izleri içinde bir gerilim macerası  ise ilginizi çeken; Taş Meclisi ile büyüleneceksiniz. Kurtlar İmparatorluğu ile Türkiye topraklarında yaşadığınız halde belki de hiç gitme fırsatı bulamadığınız İstanbul’dan Nemrut’a bir yolculuğa dahil olacak, Türk mafyası deyince dünyanın diğer ucunda bir yazar neler düşünürmüş öğreneceksiniz.  Paris’ten Asya’ya deliliğin sınırlarında, kötülüğün dünyası  ile tanışacak, dehşeti hissedeceksiniz Siyah Kan’ı okurken. Şeytan Yemini ile tüm insanlığın ortak sorgulamaları olan; iyilik-kötülük,ölüm ve dinler dünyasına bir adım atacak ,bu kadar metafizik öğeye destek olarak farmokoloji, böcekbilimi, tıbbi değerlendirmeler ile de yazarın üniversite eğitimi ne üzerineydi acaba diye meraklanacaksınız. Koloni; ülkelerin içine gizlenmiş ülkeler olabileceğinin sinyallerini verirken siz çocukları düşünecek, saflığımızı sorgulayacaksınız. Guatemala, Nikaragua ve Arjantin sokaklarında soluk soluğa bir takip mi istediğiniz o zaman siz de Ölü Ruhlar Ormanı’na dalacaksınız.

“Benden içeride nasıl bir ben var?” sorusu mu yoksa “Av mıyım bu dünyada, avcı mı?” sorusu, hangisi daha çok ilginizi çekti? Belki siz de benim gibi, 675 sayfalık bir dünyadan iki günde çıkacaksınız “Sisle Gelen Yolcu” yu okurken ya da Kaiken ile olmuş mu ki bu, diye sorgulayacaksınız…

Bunca hayranlığıma rağmen,”Kral yine de çıplak!”  Kadı kızında bulunacak kusur gibi olsa da, Jean Christophe Grange için söylenebilecek bir eksi yan da var elbette. Muhteşem kurgulara, akıcı anlatıma, dozunda sürükleyici gerilime, bazen Dünya atlası inceleme hissini yaşatma becerisine rağmen hemen her kitabında itiraftan kaçınmayacağım bir eksi; keşke kitaplarının giriş ve gelişmelerini kendisi, sonlarını başkası yazsa dedirten cinsten kestirme sonlar. Bu yazıyı hazırlarken tek böyle düşünenin ben olmadığım gerçeği ile de karşılaştım. Ama bir şeyi daha fark ettim ki; kitaplarda kurgular ve anlatım o denli üst düzey ki nasıl bir son olursa olsun hep bir yetersizlik hissi yaşanacak. Çünkü bitmesini istemeden içinden çıkılan rüyalar gibi Grangé ‘ın kurgu dünyaları…

Daha bir Jean Christophe Grange okumadım diyorsanız eğer, rastgele bir kitabını seçin ama mutlaka yaşamınızda Kral’a sahne verin. Hangisi ile başlarsanız başlayın diğerini almaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız zaten..

Tembelliğime yenilmez isem başka bir yazar hakkında yeniden görüşmek dileğimle. Funda Menekşe

Yazar:

Funda Menekşe

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum