Kusursuz bir cinayet mümkün müdür?
1954 yapımı Alfred Hitchcock imzalı bu film, yönetmenin yukardaki sorunun yanıtına adanmış eserlerinden biri.Bir çok filminde karşımıza çıkan bu sorunsal, Cinayet Var filminde son derece dolaysız bir biçimde, lafı eveleyip gevelemeden, her türlü süsten püsten uzak bir biçimde, konunun özüne inerek ele alınmış. Bu bakımdan, film için ilk söylenecek söz mükemmel bir polisiye film olduğudur.
Evet, orijinal adıyla Dial M for Murder, tam anlamıyla dört dörtlük bir polisiye film. Senaryo, bir cinayet ve bu cinayeti soruşturan detektifin öyküsünü anlatıyor bizlere. Filmin sonunda ne olacağını bilsek de öykünün içindeki muamma ve gerilimin dozajı o kadar yüksek ki, seyrederken dikkatimiz bir an bile dağılmıyor.
Hemen bütün Hitchock filmlerinde katil ya da kötülük yapan kişi en baştan bellidir. Bilemediniz daha ilk yarı olmadan, suçlunun kim olduğu seyircilere açıklanır. Hitchcock filmografisinde bunun tek istisnası Sapık filmidir.Orada son sahneye kadar, korkunç cinayetleri işleyen sapığın kimliği gizlenir.
Neden böyle yapar Hitchcock? Neden suçluları film bitmeden seyirciye ifşa eder? Bu soru kendisine sorulduğunda, seyircinin suçlunun kim olduğunu bilmesinin gerilimi artırdığını söylemiştir usta yönetmen. Cinayet Var’da da suçlu daha açılışta belli olur. Planını en ince ayrıntılarına kadar öğreniriz. Saatler, alibiler, söylenecek sözler, her şey seyirciyle paylaşılır. Ortada kusursuz bir cinayet planı vardır. Ancak her planda olduğu gibi bunda da bazı önceden hesaplanamayan gelişmeler olur. Bir yığın aksilik devreye girer. Her ne pahasına olursa olsun plan uygulanır ama geride bir yığın hata ve ipucu kalır. İşte bundan sonra suçlu ile detektif arasında bir mücadele başlar. Aklın ve zekanın zirve yaptığı, karşılıklı hamlelerle adeta düelloya dönüşen bir mücadeledir bu. Bilmecenin cevabını bilsek de çözüme giden yolu izlemenin zevki bizi adeta koltuğumuza mıhlar.
Kedi Fare Oyunu
Tony Wendice eski bir tenisçidir. Varlıklı bir insan olan karısı Margot yüzünden tenisi bırakmıştır. Şimdi ikisi Londra’nın kibar muhitlerinden birinde, güzel bir dairede yaşamlarını sürdürmektedirler. Ancak, Margot evliliğinden hoşnut değildir. Karısının Mark Halliday isimli bir yazarla ilişkisi olduğunu öğrenen Tony, hem intikam almak hem de servetine konmak için Margot’u öldürmeye karar verir. Bu amaçla dahiyane bir plan hazırlar. Plan mükemmel görünse de daha ilk andan şoke edici bir aksilikle karşılaşır. Bu beklenmedik olay, her şeyi altüst eder.
Filmde anlatılan olaylar, aşağı yukarı 60 metrekarelik bir mekanda geçer. Pek çokları için böyle bir mekansal sınırlama, film hakkında olumsuz bir düşünceye yol açabilir. Daracık bir alanda geçen, bol konuşmalı, muhtemelen sıkıcı bir film diye düşünebilir bazıları. Başka bir çok filmi göz önüne aldığımızda haklı da olabilirler. Ancak, Hitchcock ustanın elinde 60 metrekarelik bir alan bile sürükleyici bir film yaratmaya engel olamıyor. Bu klostrofobik ortamdaki kedi fare oyunu, inanılmaz sürprizler, önceden tahmin edilmesi imkansız gelişmelerle tam bir polisiye şölen haline geliyor. Sonuçta ortaya çıkan, kelimenin tam anlamıyla bir başyapıt.
Kara mizahın çok iyi harmanlandığı filmde İngiliz polisinin soğukkanlı tavırları dikkat çekici. Hitchcock’un kocasını aldatan bir kadını, film boyunca bir melek gibi göstermedeki mucizevi başarısına ise şapka çıkartılır. Hitchcock bu filminde de huyundan vaz geçmiyor. Filmin hemen başlarında bir sahnede birkaç saniyeliğine de olsa boy gösteriyor. Cameo dediğimiz bu görünme anını bulmayı okuyuculara bırakıyorum. Cinayet Var‘ın başrolünde artık olgunluk döneminde olan, bir süre sonra, yardımcı oyuncu olarak baba rollerinde görmeye başlayacağımız Hollywood efsanelerinden biri, Ray Milland oynuyor. Kadın oyuncu ise, bir diğer Hollywood efsanesi, Hitchcock’un gözdelerinden olan ve 3 filminde oynayan, sofistike soğuk sarışın olarak tanımladığı Grace Kelly.
İMDB’nin 8.2 puan verdiği bu klasik başyapıtı seyredip de ona hayran olmamak mümkün değil. Polisiye severlere mutlaka izlemelerini tavsiye ediyorum.
Cinayet Var filminin fragmanı.
A. Hitchcock’un bütün filmleri için tıklayınız |
Polisiye sinema hakkında bilgi edinmek için tıklayınız |