Malta Şahini - Dashiel Hammet

Malta Şahini – Dashiel Hammet

Malta şahini, benim gibi daha pek çok polisiyeseverin favori dedektif filmi arasında yer alır. Hatta gelmiş geçmiş en iyi dedektif filmi olduğunu söyleyen çoktur. Bir zamanın en meşhur aktörlerinden Humprey Bogart’ın o zamana kadar yaptığı en iyi film olarak ortaya çıkar ve Humprey Bogart’ın Kazablanka filmindeki rolü almasına yardımcı olduğu gibi aynı zamanda bu ünlü aktörün kariyerini ve yaşamını da son derece olumlu bir şekilde değiştirmiş bir filmdir Malta Şahini.

Polisiye Sinema Malta Şahini

Malta Şahini, filminin yönetmeni John Huston’un ilk filmidir ve bu film sonrasında 40 yıl daha, John Hudson pek çok başarılı, cesur filme imza atmıştır. Şüphesiz Malta Şahini onun da kariyerine inanılmaz bir etkide bulunmuştur.

Filmde yer alan bir diğer oyuncu da Sydney Greenstreet’tir ve o da Humprey Bogart gibi unutulmaz Kazablanka filminde yer almıştır.

Malta Şahini, birçok film eleştirmeni tarafından ilk Film Noir olarak gösterilir. Bu dönemde elbette Film Noir doğmayı bekliyordu çünkü zaten Dashiel Hammett ki Malta Şahini’nde yazarıdır, bu tarzda kitaplar yazıyordu. Raymond Chandler, James Cain, John O’hara da bu tarzda kitaplar yazmıştı ama yazılanlar henüz beyaz perdede yer almamıştı.

Filmde Humprey Bogart’ın canlandırdığı Sam Spade karakteri son derece soğuk ve katı bir tiptir. Ortağının öldürüldüğünü öğrendiğinde bile gözünü dahi kırpmaz. Ortağının dul kalan eşini daha ilk yalnız kalışlarında öper. Joel isimli karakteri çok sıkı bir şekilde pataklar gerekçesi ise parfümlü bir mendil taşımasıdır, artık 1941 yılında ne anlama geliyorsa bu… Sam Spade film boyunca dişlerini sıkar, yumruklar savurur, tehditler atar, bardağını yere vurur, kısaca hard boiled, sert bir adamdır Sam Spade, birçok diğer hard boiled polisiyedeki polis şefleri ya da dedektifler gibi. Aslında Sam Spade muhtemelen sekreteri dışında filmde pek kimseden hoşlanmaz.

Filmin yönetmeni John Huston, bu filmde yönetmen koltuğuna geçmeden önce meşhur Warner Bros. Firmasında yazar olarak çalışıyormuş. Yapım firmasını, bu filmin yönetmeni olmak için ikna etmek amacıyla epey uğraşmış. Ancak işin ilginç tarafı, bu hikaye daha önce de iki defa film olarak çekilmiş. Warner Bros firması önce 1931 yılında yine aynı isimle daha sonra da 1936 yılında Şeytan bir kadınla buluştu adıyla hikayeyi filme almış. Daha sonra John Hudson biyografisinde, yapılan bu iki filmi çok kötü ve zavallı olarak tanımlamış. Kendisinin Dashiel Hammett’in bakış açısını yakaladığını söylemiş. Bu filmin önemli kısmı hikayesi değil karakterleri! özellikle Sam Spade karakteri demiş. Zaman haklı olduğunu ortaya çıkardı değil mi?

1940 yılında yani filmden bir yıl önce Alfred Hitchcock Rebecca isimli filmi ile oscar ödülünü kazanmış. Alfred Hitchcock’un ön büyük özelliklerinden biri filmin çekilecek her sahnesinin bir taslağını çizmesiymiş. John Hudson da Malta Şahini filminde aynı tekniği uygulamış ve çekilecek her sahnenin skeçlerini çizmiş. Zamanın teknikleriyle, Humprey Bogart ve Sydney Greenstreet’in bir sahnesi, yedi dakika sürmüş ve bu sahneyi çekebilmek için yaklaşık 2 gün ekibin aralıksız çalışması gerekmiş. Filmi seyrederseniz bu kesintisiz çekim kameranın bu ikiliyi bir odadan diğerine oradan koridora ve en sonunda da oturma odasına kadar takip ettiği sahne.

Filmin hikayesinin, Malta Şahini ile ilgili en son akla gelen şey olduğunu söyleyebiliriz. Malta Şahini yani o kara kuş ki altından yapılıp üzerinde paha biçilmez mücevherler taşıdığı söyleniyordu, çalınmıştı. Uğrunda birçok kişi öldürülmüştü. Daha sonra hikayenin bu kara kuş etrafında dönüp durduğuna ve aslında bunun Alfred Hitchcock’ın MacGuffin’i gibi ne olduğunun öneminin olmadığını, sadece hikayedeki herkesin onu istediğini ya da ondan korktuğunu öğreniriz.

Mantıklı bir şekilde Malta Şahini filminin hikayesini anlatmak zordur. Aslında bunun da çok fazla bir önemi yoktur. Hikayenin önemli kısmı içinde yer alan şiddet içeren dialoglar ve dialogların tarzıdır. Kitabın tarzı ve türü budur. Aktörlerin konuşmasını, hareketini, davranışlarını bu durum belirler. Bu açıdan hikaye ve film dönemin gerçeklerini de içerir. Bir depresyondan yeni çıkan bir ülke, zor zamanlar ve ufuk da yaklaşan büyük bir savaş. Hayat zordur. Erkekler sert olmak zorundadır. Toplumda aç gözlülik yaygınlaşmıştır ve kimi kişiler istediklerini elde etmek için cinayeti bile göze alabilmektedir.

Polisiye seviyorsanız ve henüz Malta Şahini filmini seyretmediyseniz hala bu sitede ne arıyorsunuz? Gidin, bir yerde bulun ve izleyin! düşüncelerini film biter bitmez gelin paylaşın! Malta şahini ve Humprey Bogart hayranlarının da yorumlarını bekliyoruz.

Yazar:

Turgut Şişman
Turgut Şişman
Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum