Kitap Eleştirisi: Morg Sokağı'nda Cinayet

Kitap Eleştirisi: Morg Sokağı’nda Cinayet

Klasik Polisiyenin öncüsü: Edgar Allen Poe

Sağlığında pek kıymeti bilinmeyen Edgar Allen Poe, çarpık muhayyilesinin takıntılı evrenini, yazdığı korku ve gerilim öykülerinde pek güzel yansıtmıştır okuyucusuna. Topu topu kırk yıllık yaşamı boyunca yazdığı öykülerin hepsinde karanlık ruhsal yapısının izleri görülür. Suça ve suçluya ilişkin yapıtlarındaki kahramanları gibi, yaşamı büyük bir gizemle sona ermiş, ölümünün üzerindeki karanlık perde hala kaldırılamamıştır.

Edebiyatta Devrim

Poe, bir yandan kısa öykünün babası sayılırken, diğer yandan da polisiye edebiyatın öncüsü kabul edilir. Klasik formattaki ilk polisiye öyküler onun kaleminden çıkmıştır. Özellikle, Morgue Sokağı Cinayeti, polisiye edebiyatın bir şaheseridir.
Bu öyküde, Poe, ilk kez, o zamana kadar edebiyatın asal konuları arasında yer alan  suçun doğasını ve bununla birlikte günah, vicdan azabı, kıskançlık, açgözlülük gibi insani duyguları bir yana bırakıp bizzat suçun nasıl ve kim tarafından işlendiğine odaklanmıştır. Bunu yaparken de analitik akıl yürütme ve zekayı ön plana çıkarmıştır.
Bu tematik sıçramanın edebiyatta bir devrim olduğu kuşkusuzdur. Jeffrey Mayers’e göre  dünya edebiyat tarihini değiştiren bir öyküdür bu (*). Nitekim, Poe’nin bu öyküsüyle birlikte edebiyatta yeni bir çığır açılmış ve gizemli polisiye ya da dedektif romanları denen bir tür ortaya çıkmıştır.
Öyküde, suçun doğasına ilişkin herşey, suçun işleniş şeklini ve suçluyu aydınlattığı ölçüde yer alır.  Tıpkı bir matematik denklemi gibi kusursuz ve yazar tarfından bilinçle oluşturulmuş bir yapı söz konusudur. Neredeyse kullanılan her kelime suç ve suçluyu ortaya çıkarmaya yöneliktir.
Olay, Paris’de geçer. Kapı ve pencereleri tamamen kilitli bir evde iki kadın vahşi bir biçimde öldürülürler. Kahramanımız, dedektif Dupin Paris polisinin içinden çıkamadığı bu cinayeti arkadaşıyla birlikte araştıracak ve çözecektir.
Öykü, hayranlık uyandıracak ölçüde zengin tema,metafor, ima, ironi ve göndermelerle doludur. Hele, öykünün başında satranç ve briç üzerine yazılmış bir metin vardır ki, keyifle okunması bir yana, adeta bu yeni edebi türün manifestosu gibidir.
Morgue Sokağı Cinayeti, baştan sona entellektüel bir bulmacadır. Rasyonel olanla irrasyonel olanın bir savaşıdır. Kuşkusuz savaşı rasyonel olan kazanacaktır.

Burada bir noktaya daha değinmek lazım: Rasyonellği temsil eden dedektif Dupin, başarısını sadece akıl ve zekasına borçlu değildir. Onu başarılı kılan üçüncü bir faktör daha vardır: Bu da hayal gücüdür. Hayal gücü, gerçeklerden kopup yüzeyselliğin tuzağına düşen hayalcilikten farklı bir kavramdır. Hayalgücüne sahip biri, gerçeğin içine girerek ayrıntılara ulaşabilir. Dupin’in de burada yaptığı işte tam da budur. Tıpkı Sherlock Holmes ve Hercules Poirot’nun yaptıkları gibi.

Doyle ve Christie Üzerindeki Etkileri

Morg Sokağı Cinayeti, kendinden sonraki bütün polisiye türlerini etkilemiştir.Pek çok yazar, gerek öz, gerek biçim olarak Poe’nun bu öyküsünden ilham almışlardır. Dolayısıyla öykü prototiptir ve klasik polisiye edebiyatın bütün nüvelerini içinde barındırır.

Deha düzeyinde bir zekaya sahip, tuhaf davranışlı, (nedense) bekar ve asosyal dedektif ile, onun hikayeyi anlatan biraz bön  arakadaşı tiplemeleri, polisiye romanın kral ve kraliçesi sayılan Conan Doyle ve Agatha Christie tarafından aynen kullanılmıştır.

Edgar Allen Poe’nin Gizemli Ölümü

Boston’da doğan Amerikalı şair, yazar ve eleştirmen Edgar Allen Poe, 1809-1949 yılları arasında yaşadı. Fransız sembolistlerinden Mallarme ve Baudelaire’i, 20. yüzyılın büyük yazarı Borges’i derinden etkiledi. Amerikan Edebiyatı üzerindeki İngiliz Edebiyatı ağırlığına son veren bu büyük yazarın ölümü de öykülerindeki gibi karanlık ve trajik oldu. Baltimore sokaklarında hasta bir halde bulunmasının ardından kaldırıldığı hastanede 4 gün sonra öldü. Ölümünden sonra hastane kayıtları ve ölüm raporu kayboldu. Daha sonra, birbirleriyle çelişkili bazı kayıtlar ortaya çıkarıldı. Yıllar geçtikçe yazarın ölümüyle ilgili söylentiler de arttı. Bu konuda çok sayıda kitap ve makalenin kaleme alınmasına rağmen gerçek hiç bir zaman tam olarak öğrenilemedi.
Morg Sokağında Cinayet, Memed Fuat tarafından İngilizce’den dilimize çevrilmiş. Kitap Notos Yayınevi tarafından 2011 yılında basılmış.
Hepinize keyifli okumalar.

Yazar:

Gencoy Sümer
Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum