Polisiye Yazari Şebnem Şenyener ile söyleşimiz

Polisiye Yazari Şebnem Şenyener ile söyleşimiz

Modern Türk Polisiyesi – Polisiye Yazarlarımız, Şebnem Şenyener

 Bu söyleşimizde, “Dansözün Ölümü”, “Karakter Taciri”, “Bin Gözle Sevdik Birbirimi” gibi kitapları ile tanıdığımız sevgili Şebnem Şenyener‘e konuk olduk. Lafı uzatmadan hemen söyleşimize geçelim ve polisiye yazarımızı daha yakından tanımaya çalışalım:
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İzmir’de doğdum. İstanbul’da büyüdüm. 1982’den beri New York’ta oturuyorum.  2010’dan
beri Roma ve Londra’ya  yerleştim. Dolayısıyla, çocukluğumdan bu yana hep seyyahım. O bakıma evin nere diye soranlara cevabım sevgilinin kalbi, memleketin nere diye soranlara cevabım kitaplarımdır.
Yazar olmaya ya da kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
Aşık olur olmaz…  başladım Kelime krallığının Harf Tapınağında hizmete. Ve orada takıldı kaldı kalem, o gün bugündür.
İlk kitabınızın adı nedir? İlk kitabınızı yazarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız? 
Bir Türk Casusunun Mektupları. Birinci baskısı 2001 yılında yayınlandı. Doğrusu hiç zorluk hatırlamıyorum. Üstelik tek bir anını dahi unutmadığım halde.  Her şeyi en ince ayrıntısı ile gözümün önünde. Rahmetli arkadaşım Deniz Şengel ile buluşmuştuk New York’ta, Village’de, MacDougle sokağı üzerinde artık olmayan bir kahvede. Bizi duvarlarında sararmış Floransa posterleri ile cezbeden Cafe Dante’de. Deniz sigara içtiği için dışarıda kaldırım üzerindeki masalardan en uçtakine oturmuştuk her zamanki yerimize. O arkasını Houston sokağına dönmüştü,
gün batıyordu saçlarında. Türk Casusunun Mektupları, yani dünyanın ilk ve en çok satan casus romanıyla beni o gün o tanıştırdı. Sonra zaten kuruluş çalışmalarına bizzat katıldığım, dolayısıyla iyi tanıdığım bir yayınevinde yine mucize
kabilinden ve tamamen tesadüfen Türk Casusunun Mektuplarını basmayı hep arzulamış bir editor çıktı karşıma. Çok keyifli bir çalışma oldu.  Sadece ilk kitapta değil, diğer kitaplarımın  hepsinin böyle kalbe dair keyif dolu hikayesi
var.
Bu hikayeleri eminiz okuyucularımız paylaşmanızı isteyeceklerdir bizden. Yayımlanmış olan
kitaplarınızın isimleri nedir?
Bir Türk Casusunun Mektupları, 30 Şubat, Bin Gözle Sevdik Birbirimizi ve Kalbim Çırılçıplak üçlemesini oluşturan Dansözün Ölümü, Karakter Taciri,  Ölümün Şarkısı Özgürdür.
Romanın karakterlerini nasıl seçtiniz?
Onları ben seçmedim onlar beni seçti!  Doğrusu beni seçtikleri için çok memnunum. Kısaca özetleyeyim: 2010 yılında Roma’ya taşınıncıya dek New York’ta, yani bana göre Amerika’nın en az “Amerikalı” en fazla
“dünyalı” şehrindeki 28 yılımın büyük kısmı, geleneksel olarak sanatçıların çoğunlukta olduğu mahalle, Soho atmosferinde, İtalyan mahallesinin bitişiğinde  geçti. O atmosferin kitaplarıma yansıyışı,  anadilimin, dolayısıyla
doğduğum coğrafyanın yoğurduğu, çoğu zaman doğrudan hayattan, zaman zaman ise fantazi ile ifade ettiğim, sevgiliye özlemimi hayatın zengiliği üzerinden dile getiren karakterlerdir. 2010’da Roma’ya yerleşince Soho’dan İtalyan mahallesine taşınmış gibi oldum bir bakıma. Fakat çok temel bir farklılık oldu, soluk aldığım atmosferin dili değişti.  Ve güzel bir sürpriz yaptı bana, önümde İstanbul açıldı birden.  O ana dek New York’ta niçin bula bula İtalyan mahallesinin bitişiğinde yaşamayı seçtiğimi anlatıverdi.  Kalbimde zaten oturup duran, o ana dek sesini çıkarmadan bekleyen İstanbul’lu karakterler konuşmaya başladılar.  Anlattıkları hikaye hoşuma gitti, oturdum
yazdım.
Okuyucular için kitabınız hakkında ne söylemek istersiniz? Gidip hemen alın dışında 🙂
“Okur sonuçtan memnun kalarak alkışlayacak perdenin inişini” diyor eleştirmen Ömer Türkeş Radikal kitap ekinde. Bu çiftleme benim için bir ilk, çünkü İstanbul.  Çok dilli, çok eşli, aşık olduğu adamı korumak için yasaları çiğnemekten başka çaresi olmayan “Parlak” ile sanat hafiyesi, amatör ornitolog detektif Nazar arasında bir kovalamaca. Benim kitabım hakkımda söylemek isteyebileceğim en güzel şeyi, Türkiye’nin en önemli polisiye eleştirmeni Ömer Türkeş Radikal kitap ekinde dile getirmiş, diyor ki: “Bin Gözle Sevdik Birbirimizi Şenyener’in yazın anlayışının karakteristiklerini barındıran oyuncaklı bir anlatı. Hikayelerin ve karakterlerin sağladığı bütünlük nedeniyle roman demek de yanlış olmaz. Önceki romanlarıyla tematik ve biçimsel benzerlikler hemen göze çarpıyor. .. kısacası kurmacanın oyun yanını seviyor Şenyener. Kuşkusuz sadece oyunda kalmıyor. Bütün romanlarında yaptığı gibi Bin Gözle Sevdik Birbirimizi’de gerçek hayatla, siyasetle ve toplumla bağlarını koparmamış. .. Şenyener’in anlatılarının belk i de en çekici ve sevimli yanı canlandırdığı –parodik- detektif tiplemelerinde. İlk romanında hikayeye ruhuyla katılan düşük çeneli Osmanlı casusu Arap Mahmut üstlenmişti
detektiflik rolünü. “Kalbim Çırılçıplak” üçlemesinin kahramanı edebiyat tutkunu,
“aşk detektifi” Simontaut olmuştu. Bu kez sanat ve eski eserler uzmanı, kuşdili
meraklısı rind bir İstanbul beyefendisi yaratmış … hem önemli hem de anlatım
açısından çok renkli” bulduğunu ifade etmiş.
Kitabı bastırma süreci kolay oldu mu?
Genç, süper enerjili, polisiyeyi çok iyi tanıyan, çok yaratıcı ve son derece özenle, titiz çalışan bir yayınevi Labirent. Sahibi Hüseyin Çukur, bütün bunların üstüne bir de bu yayın yılında kadın polisiye yazarlarına özel bir yer ayırarak tasarımda iddialı bir atılım yaptı. Kısacası bunlar hiç de kolay olmayan işler, ama sanıyorum siz kolay kelimesi ile daha farklı bir şeyden söz ediyorsunuz.
Nasıl yorumlar aldınız?
Başta Türkiye’de polisiye severlerin gözdesi eleştirmen Ömer Türkeş’den.  Türkeş’in
kaleminden çıkan, okura keyif ve zenginlik katan eleştiri yazısı kitabım için büyük iltifattır.
Yeni bir kitap projeniz var mı?
Milliyet Sanat dergisinde 2008 ile 2009 yıllarında aylık olarak New York’tan Sanat Polisiyeleri ismiyle tefrika edilen, tesadüfi sanat detektifi Renye Bessmeen’in maceraları bir kitabın parçalarıydı, o kitap New York Noir’ı tamamlamak üzereyim şu an. Onun arkasından kelebekli bir sanat eseri üzerinde odaklanan büyük süpriz bir roman var.
Umarım en kısa zamanda bu projeleri birirsiniz ve en kısa zamanda okuyucularımıza memnuniyetle müjdeli haberi paylaşırız. Beğendiğiniz yazarlar ve sanatçılar kimdir?
Hepsi kitaplarımda, mesela Edgar Allan Poe, onun sayesinde onunla haşır neşir bir üçleme yazdım, Kalbim Çırılçıplak. Şimdi, Bin Gözle Sevdik Birbirimizi okurken, polisiye okurları bir yığın tanıdık sima ile
karşılacaklar yine hem yazar hem sanatçı, mesela lise yıllarımda beni çok etkileyen polisiye yazar Suat Derviş gibi.
Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Hobileriniz nedir?
Sherlock Holmes’ün kulakları çınlayacak şimdi, ama esas olarak, Kremona’dan Arda Gökhan Baklavacı bana bir keman yaptığından boş zaman bulur bulmaz keman çalışıyorum.
Burcunuz nedir? Burcunuzun özelliklerini taşıdığınızı düşünüyor musunuz?
İkinci romanım 30 Şubat saatli maarif takvimi yapraklarından oluşur,  baştan sona gelecek zamanla yazılmıştır. O yüzden yayınlandığı tarih 2004 yılında bir romanın ne olduğunu ifade etmek için ürettiğim “imkansızın şarkısı” sözleriyle tanıttım kitabı.  Yani, “30 Şubat”  burcundanım, o burcun bütün özelliklerini taşıdığımı düşünüyorum.
Başka bir meslek seçmek zorunda olsanız hangi mesleği seçerdiniz?
Seçmeye çalıştım ama yazarlık yakamı bırakmadı…
En beğendiğiniz kitap hangisidir?
Cevap verirsem kalbimde isyan çıkar. Kimi insan bir filmin karşısına geçince kalkamaz sonuna kadar ne olursa olsun oturur, ben de elime aldığım kitabı bırakamam, çoğu kez iştahım hiç kapanmadan okurum.
En beğendiğiniz film hangisidir?
Peter Sellers ve Pembe Panter…
Türk polisiyesi hakkında düşünceleriniz nedir?
Türk edebiyatının en canlı köşelerinden biri Türk polisiyesi. Daha baştan, para kazanmak endişesi edebi kimliklere zarar vermesin diye  kuvvetli yazarların takma isimlerle çıkardığı polisiyeler  sayesinde açılan sıcak
yol, doksanlı yıllarda genişleyen bir kadroyla, okuruyla yazarları ve yayınevlerini teşvik etmeye devam ediyor.  Türk polisiyesinin, adaletsizlik, haksızlık, yolsuzluk, sansür türünden sıkıntılarla boğuşup duran Türk edebiyatının can
simiti okuruyla bağını güçlendirdiği kanısındayım.       
Yazılarınız ile sizi www.polisiyedurumlar.com da görecek miyiz? 
Okurlarınız kitabımı beğenirse karakterlerimin gittiği her yerde, dolayısıyla umarım sitenizde de sık sık görüşürüz.

Bize ve okuyucularımıza zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.Şebnem Şenyener Kimdir?

Yazarımız hakkına daha fazla bilgi almak için lütfen tıklayınız: Turgut Şişman

Yazar:

Turgut Şişman
Turgut Şişman
Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum