Seda Sayan Evleneceksen Gel

Seda Sayan Evleneceksen Gel Cinayetleri Devam Ediyor: Nurullah & Solmaz Aşkı

Seda Sayan evleneceksen gel ile televizyonlarda esiyor. Program büyük kitleler tarafından izlenirken Seda Sayan evleneceksen gel cinayetleri devam ediyor. Bunun son kurbanı Nurullah ve Solmaz  arasındaki aşk oldu.

Nurullah-Solmaz aşkı bir oyun mu? Evleneceksen gel senaryo mu?

Olaylar önceden planlandığı şekilde mi gelişiyor?
Nurullah Solmaz Aşkı Evleneceksen gel
Belki evet, belki hayır. Ama bu konuda bir çok emare var. Bu planlı bir oyun değilse bile, işin içinde bir maniplasyon olduğu apaçık belli.Manipülasyon nedir?
Manipülasyon; İnsanları kendi bilgileri dışında veya istemedikleri halde etkileme veya yönlendirme demektir.Evleneceksen Gel’de müthiş bir maniplasyon var. Nurullah-Solmaz aşkı da bu manüplasyonun kurbanı. Seda Sayan vasıtasıyla, baştan beri Solmaz’a şu empoze edildi.ROMAN KIZI OYNAMADAN DURAMAZ !!!Oysa, bu doğru değil. Doğru olsa bile, Nurullah ve Solmaz arasındaki aşkın mutlu sonla bitmesi, bu sözde gerçeğin sürekli vurgulanmasından değil, bir orta yol bulunmasından geçiyordu. Aynı maniplasyon, bu kez ters yönde Nurullah için yapıldı. Ona sürekli, doğulu olduğu söylendi. Gelenekçi-muhafazakar olduğu vurgulandı. (Sanki iyi bir şeymiş gibi)

Seda Sayan Evleneceksen Gel senaryo değilse ne?

Seda Sayan, bıkmadan usanmadan maniplasyon yaparak, sonunda bu ikiliyi ayırmayı ve bitmek bilmeyen bir inatlaşmanın içine sokmayı başardı. Halbu ki, Solmaz’ın annesi bile kızına “DAHA AZ OYNAMASINI” nasihat etmişti. Oradaki herkesin annesi olduğunu iddia eden Seda Sayan ise Solmaz’a sürekli, oynaması için, teşvik edici sözler söyledi. Bir kere bile “Ya kızım, bugün de oynamayıver,” demedi.

Bu nedenle, Nurullah-Solmaz aşkının en büyük düşmanı Seda Sayan’dır.
Sayan, bunu reyting uğruna yapıyor. Yani “para” için yapıyor.
Herşey maniplasyona dayalı bir senaryo olsa bile, Nurullah’ın ve Solmaz’ın çektiği acılar gerçek.
İkisi de büyük bir ızdırap içinde.

Bunun baş sorumlusu da, reyting uğruna onları maniple ederek ayırmayı başaran Seda Sayan’dır.
Seda Sayan, eminim maniplasyonlarına devam edecek, ve önümüzdeki günlerde Nurullah’la Solmaz arasında kıran kırana, yer yer kavgaya ve şiddete dayanan bir mücadeleyi bizlere izlettirecektir.

Bu oyunu bozmanın imkanı yok mu?

Var elbette.

Ama bunun için Nurullah ve Solmaz’ın bu oyunun gerçekten bilinçli bir oyuncusu olmayıp, Evleneceksen Gel programının acımasız maniplasyonunun  mağdurları olduklarını kavramaları lazım.

Ancak o zaman ve gerçekten birbirlerini seviyorlarsa, bu acımasız reyting çemberini kırabilirler. Evlenip mutlu bir yuva kurabilirler.

Nurullah ve Solmaz !

Aşk öyle bir şeydir ki, onda “o ne dedi, bu ne yaptı, annem ne der, filanca ne söyler” gibi endişelere yer yoktur. Nasıl ilahi aşk, tüm dünya nimetlerini bir yana bırakıp, kendini tanrıya adamaksa, beşeri aşk da öyledir. Beşeri aşk da tanrının yerin sevgili alır.

Aşkda fedakarlık yapılmaz. Fedakarlık aşkın içindedir.

Aşık olanın aşkından ve aşkının nesnesi olan sevgilisinden başka hiçbir şey umurunda değildir.

İkiniz de orta yolda buluşmalısınız.

Nurullah sen, Solmaz’ın ara sıra oynamasına izin vermelisin.

Solmaz sen de her Allahın günü değil, arada bir oynamalısın. Hele aşık olduğun adam istemiyorsa o gün hiç oynamamalısın.

Nurullah, büyük itimalle, Solmaz, dansederek kendisine ve ailesine bir kazanç sağlıyor. Bunu göz ardı edemezsin. Ailesine yardımcı olacağının güvencesini vermelisin Solmaz’a. Ya da izin vermelisin en azından bir süre profesyonelce oynamasına.

Eğer gerçekten seviyorsanız birbirinizi, Evleneceksen Gel programını boşverin.

Dışarda buluşun. Konuşun. Orta yolu bulun.

Solmaz zaten evlendiğinde dansetmeyeceğini defalarca söyledi.

Aşk varsa, çıkış yolu var demektir.

Çıkış yolunu bulamazsanız, biz sizi izleyenler “demek ki aşk maşk yokmuş” diyeceğiz.

Ve ondan sonra göz yaşlarınıza da, mahzun bakışlarınıza da inanmayacağız.

Gözlerinizden düşen her damla yaş, Seda Hanım’ın kasasına deste deste para olarak geri dönerken sizler de sıradanlaşacak birer Selçuk, birer Özkan, birer Ömür, birer Neslihan, birer Nevin gibi içi boş figürler haline geleceksiniz.

Biz bunu istemiyoruz.

Yazar:

Gencoy Sümer
Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum