Cadılar Bayramı batıda 31 Ekim günü kutlanan bir özel bir gündür. 1 Kasım günü ‘tüm azizler’ günü olarak kutlanır ve cadılar bayramı bu günden bir gün önce kutlanmaya başlanmıştır.
Cadıların Gecesi
Bugün Cadılar Bayramı. İngiltere’den dünyaya yayılan bu tuhaf bayram gününde, koca koca insanlar korkunç kılıklara girip ortalıkta dolaşacaklar, evlerde korku partileri verilecek, içleri oyulmuş balkabakları kapı önlerine konacak, küçük çocuklar kapıları çalıp ev sahibinden şeker isteyecekler.
Gerçek cadıların küçümseyici bir tebessümle izleyeceği bu günde uğursuz mekanlara ziyaretler yapılacak, hayaletli evlere turlar düzenlenecek, sinemalarda son yirmi beş yılda sayıları bir hayli artan “Cadı” konulu filmler gösterilecek.
Cadılar Bayramı, İrlanda ve İskoçya’da, hristiyanlık öncesi pagan dönemde kutlanmaya başlandı ilk kez. Sonra, 19.yüzyılda Amerika’ya,oradan da bütün dünyaya yayıldı.
Cadılar Bayramının Sembolü Balkabağı
Cadılar Bayramında Paganlığa ait bazı biçimsel özelliklerin hala yaşatıldığı görülmektedir. Bunların başında balkabağı gelir. Cadılar Bayramının sembolü olan balkabağı, bu gece için özel olarak hazırlanır.Bu amaçla kabağın içi oyulur, bir tarafına gözler ve gülen bir ağızdan ibaret bir yüz çizilir. Oyuk kabağın içinde ateş yakılarak, korkutucu bir suratın ortaya çıkması sağlanır. Bu kabaklar her evin kapısına bırakılır, amaç kötü bir ruh olan Samhain’in müritlerini tanıması, evdekileri rahatsız etmemesidir. Geleneğe göre, kabağın içinde yakılan mumun 3 gün boyunca sönmemesi gerekir.
Cadılar Bayramı Efsanesi
Burada, ritüelin zamanla nasıl tahrif olduğunu da görmekteyiz. Aslında bir tür şeytan olan Samhain’e tapınanların kullanması gereken kabak, ona karşı çıkanların da kullandıkları bir silah(!) haline gelmiştir.
Neyse ki, Samhain asırlar önce, çıktığı yere, yani cehenneme geri gönderilmiş. Efsane öyle diyor. Ama, ne olur ne olmaz, gene de kapıya bir balkabağı bırakmakta fayda var.
Tatlı Cadı Sementha
Biz Türklerin, Cadılar Bayramı denen garip kutlamadan haberdar olması ise, “Tatlı Cadı” dizisiyle başladı. Dizide, burnunu oynatarak sihirler yapan sevimli cadı Sementha, bu bayramı gereksiz bulur ve kendi toplumuna yönelik bir alay, hakaret olarak kabul ederdi.
Cadılar Bayramı Populer Kültürde
Cadıları bilirdik ama, bayramları olduğunu Semantha’dan işitene kadar hiç duymamıştık. Oysa sinema ve edebiyat dünyasında “Cadılar Bayramı” oldukça sık işlenen bir temaydı.
Örneğin Fahrenheit 451’in yazarı Ray Bradbury’nin Eve Dönüş isimli öyküsü, bu temanın başyapıtlarından biridir.
1940’lı yıllarda genç bir yazar olan Bradbury, ünlü romancı Truman Capote’nin editörlüğünü yaptığı dergiye bir öyküsünü gönderir. Capote, binlerce yazı arasından bu öyküyü beğenir ve dergide yayımlar. Bir hayalet ailesindeki normal bir çocuğun hayalet olamamasından kaynaklanan trajediyi anlatan hikaye, bir anda Amerikanın gündemine oturur. Bradbury, Eve Dönüş’le ilk büyük başarısını yakalar ve o yılın O’henry ödülünü kazanır.
Agatha Christie de 1969 yayınladığı Hallowe’en Party isimliromanında, cadılar bayramı partisi sırasında işlenen bir cinayeti anlatır. Kitap, Türkçeye Altın Kitaplar Yayınevi’nin her zamanki özensizliğiyle Elmayı Yılan Isırdı adıyla çevrilmiştir.
Romanda katil, küçük bir çocuğu, içi elmalarla dolu bir kovada boğarak öldürür. Herhalde, romana Türkçe isim arayan editör bundan esinlenmiş olmalı. Ancak, yılanı nereden uydurmuş, onu anlamak mümkün değil.
Cadı Bayramı eğlencelerine elma, Roma istilasından sonra dahil olmuş. Romalılar, Keltlerden aldıkları geleneği içine elmayı da katarak devam etmişler. Bunun sebebi, Roma meyve ve ağaç tanrısı Pomona’nın sembolünün elma olmasıymış. Böylece, içi su dolu kovadan elmaları ağızla yakalama oyunu geleneğin bir parçası olmuş.
Cadılar Bayramı Sineması
Cadılar Bayramı, son yıllarda korku sinemasının da önemli konularından biri oldu. Bunların en tanınmışı, yönetmen John Carpenter’in 1978’de çevirdiği Halloween ile başlayan Cadılar Bayramı serisidir. Bu kült seriden başka Crow, Sleepy Hollow,Cadılar Bayramı Katliamı,Noel Gecesi Kabusu gibi filmler de eski bir Kelt geleneğinden gelen bu ritüelin bütün dünyada tanınmasına yol açtı. Öte yandan cadıları konu alan filmler de bir patlama oldu. Cadılar Bayramı filmlerinde beyaz perdenin kan gölüne dönüşmesine karşılık, salt cadıları konu alan filmlerin sadece korkutmaya ya da güldürmeye ağırlık vermeleri de ilginç bir tezatlık olsa gerek.
Yazar:
- Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.
En Son Yazıları
- Makale20 Mayıs 2024Femme Fatale Nedir? Edebiyat ve Sinemada Kötü Kadın Tiplemesi
- Agatha Christie15 Mayıs 2024Agatha Christie Kitaplarını Hangi Sırayla Okumalısınız?
- Makale14 Mayıs 2024Sharon Tate Cinayeti: Roman Polanski’nin Eşinin Korkunç Ölümü
- Polisiye Kitap Tanıtım6 Ağustos 2020J.W. Stephenson İle Sahte Banknot Dosyası Romanı Üzerine Söyleşi