You are currently viewing Fenerbahçe Şike Dosyası:5
Fenerbahçe Şike Dosyası:5

Fenerbahçe Şike Dosyası:5

POLİSİN GAYRETKEŞLİĞİ….

Polis, 19 maç şike diyor. Bu iddia middia değil, düpedüzbir tespittir. Medya günlerdir bu konuyu tartışıyor, yazıyor, çiziyor. Sonuçta ortaya çıkan 100 yıllık bir çınara sürülen kapkara bir lekedir. Ligin bütün pislikleri kapkara bir çamur halinde Fenerbahçe’nin üzerine akıyor. Şike dahil her türlü rezilliği ve kanun dışılığı futbola sokanlar bu kirli suda yıkanıp arınıyorlar. Hepsi pespembe bir melek halinde sahalarına çekilmiş, fırtınanın durulmasını bekliyorlar. Fırtına geçecek, ve onlar hayatlarına kaldıkları yerden devam edecekler. Ama Fenerbahçe için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Aziz Yıldırım ve arkadaşları yargılanıp muhakeme edilseler ve sonuçta masum oldukları ortaya çıksa bile o kara lekenin izi, kokusu asla silinmeyecek. Birileri ona da bir kulp takacak, mahkemeyi de satın aldılar diyecek, hükümet müdahale etti diyecek. Aradan yıllar geçecek ve Fenerin adı hep şikeyle anılacak. Kimbilir belki ilerde sırf bu yüzden, klüp isim ve renk değişikliğine bile gidecek.

Peki bütün bunların müsebbipi, sorumlusu kim?
Tek kelimeyle Polis.
Biz savcılığı da buna katmak istiyoruz ama bir çok saygıdeğer hukukçu “Savcılık ne yapsın, engelleyemiyor,” diyor.
Pekala biliyoruz ki, polis bu işi en azından Fenerbahçe’nin ve dolayısıyla Türkiye Futbolunun marka değerini düşürmemek adına daha itinalı ve daha sessiz çalışabilir, sansasyonel fotoğrafları ve tamamı gizli raporları basına sızdırmayabilirdi. Sızdırmak ne kelime, burada gizli bilgi akışı oluk oluk oldu. Son derece zayıf delil ve tahminler üzerine kurulu senaryolarla, kopartılan bu gürültü ve tantana sonunda ne oldu? Basının da gayretiyle Fener markası ayaklar altına alındı ve klübün üzerine kapkara bir leke sürüldü.
Basının ortaklığına rağmen, bu kara lekenin sorumlusu asıl sorumlusu Polistir, Emniyettir. O zaman bütün mesele, bu işin neden böyle yapıldığı sorusuna gelir dayanır. Evet, polis, bir yandan olağan bir şike soruşturmasını sürdürürken, neden diğer yandan bir kısım insanları, şirketleri, spor klüplerini değersizleştirmek, itibarsızlaştırmak için elinden geleni  yapmıştır? Polisin bu tavrı size başka hangi soruşturmaları hatırlatmaktadır?

 

Polisin arkasındaki asıl güç kimdir?
Fenerbahçe üzerine bir haftadır kopan bu gürültü, bu itibarsızlaştırma çabasının bir tek hedefi var. O da Futbol Federasyonu’nun vereceği kararı etkilemek. Bilindiği gibi, kurallar ve UEFA 15 Temmuza kadar Federasyondan bir karar vermesini bekliyor. Buna göre, başta Fenerbahçe olmak üzere şikeyle suçlanan bütün takımlar hakkında federasyonun bir değerlendirme yapması ve hangi takımlara ne ceza verlip verilmeyeceğini belirlemesi gerekmekte. Fenerbahçe’nin küme düşürülüp düşürülmeyeceğine, şampiyonlar ligine gönderilip gönderilmeyeceğine ve son lig şampiyonluğunun elinden alınıp alınmayacağına   dair acil bir açıklama yapmak gibi bir sıkıntı içerisinde federasyon.
İki olasılık mevcut:Birincisi, davanın sonu beklenir. Mahkeme kararından sonra sportif cezalar federasyon tarafından uygulanır. Tabii, geriye dönük olarak. Diğer olasılık ise, bugünkü kanaate göre Federasyon bir karar verir. Örneğin, henüz şike konusunda tatminkar bir  kanıt yok deyip mevcut durumu devam ettirebilir. Ya da işke yapıldığına dair kanaat vardır diyerek, FB’yi alt kümeye yollar, lig şampiyonluğunu iptal eder, puanlarını siler, şampiyonlar ligine göndermez vs.
Basının gayretkeşliği ve polisin işbitiriciliği ile federasyon, mahkeme kararını beklemeden bir karar almaya zorlanmaktadır. Alınacak bu kararın Fenerbahçe aleyhine olması için elden gelen çaba esirgenmemektedir. Başkan Aziz Yıldırım, adi bir suç şebekesinin elebaşısı gibi gösterilmekte, kargaların bile kahkahalarla güleceği fotoğraflar, cep telefonu konuşmaları delil diye sunulmakta, basında “suçunu artık itiraf et” diyen başyazarların kaleminden kan damlamaktadır (Bkz. Eyüp Can,Radikal,8 Temmuz)Fenerbahçe pastasından pay kapmak (onun yerine şampiyon ilan edlip şampiyonlar ligine gönderilecek takımın alacağı paraları bir düşünün) isteyenlerle, ezel, ve yeminli Fenerbahçe düşmanlarının işbirliği, Fedarasyonu etkilemek ve sıkıştırmaktan başka hiçbir gayeye hizmet etmemektedir. Bütün amaç, 15 temmuza kadar Federasyona Fenerbahçe aleyhinde bir karar aldırabilmektir.
    Yazılarımızı beğeniyorsanız hemen aşağıda yer alan Twitter ve Facebook düğmeleri aracılığı ile çevrenizle paylaşmanızı rica ederiz. Desteğiniz için teşekkürler!

Yazar:

Gencoy Sümer
Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum

Gencoy Sümer

Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.