Polisiye film eleştirisi John Wick

Polisiye film eleştirisi John Wick

Keanu Reeves’in yeni filmi John Wick, bir süre önce gösterime girdi ve oldukça  iyi bir IMBD puanıyla listelerdeki yerini aldı.

Açıkçası uzun bir aradan sonra Keanu Reeves’in karşımıza nasıl çıkacağını merak ediyorduk. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda ünlü aktörün bittiğine, tüm parasının tükendiğine dair haberler yapılıyordu.  Bir de üstüne üstlük göbek saldığına,çirkinleştiğine dair hayranlarını üzecek türden dedikodular üretiliyordu. Ne de olsa Keanu Reeves bir zamanlar oldukça iyi filmlerde boy göstermiş bir oyuncuydu.  Speed (Hız) ve Matrix (Matriks) filmlerini kolay kolay unutmak mümkün değildi.

Polisiye film önerisi: John Wick

Filmin kötü adamını oynayan  Alfie Allen. Aslına bakacak olursanız kötü adam değil de filmin ezik adamını canlandırıyor Alfie Allen dersek daha doğru söylemiş oluruz. Alfie Allen’ı,  Taht Oyunları (Games of Throne) serisini seyredenler hemen Theon Greyjoy karakterinden anımsayacaklardır. Alfie, John Wick filminde de Taht Oyunları’nda olduğu gibi son derece ezik, adeta kimsenin sahip olmayı istemeyeceği bir kardeşi ya da oğulu oynuyor gene.

Alfie Allen’ı, Londra’da Kafe işlettiğim yıllardan tanıyorum. Sanırım onun favori mekanlarından biriydik ve arkadaş çevresi ile sıkça kafemize gelirdi. Alfie Allen’ın annesi ve babasının da birer sanatçı olduğunu o zamanlar öğrenmiştim. Ablası ise İngiltere’nin tanınmış şarkı sözü yazarlarından ve şarkıcılarından biridir. Hatta Alfie için de bir şarkı yapmış, tüm İngiltere’de oldukça  yaygınlaşan bu şarkıda, Alfie’nin odasında ne kadar çok esrar içtiğinden, hatta odadaki esrar dumanından kardeşini bile göremediğinden bahsetmiş, biz de Alfie’yi tanıdığımız için, onun adına, şarkının bu kadar popüler olmasına üzülmüştük. Konu, İngiltere’de bayağı dallanıp budaklanmış ve sonunda İngilizler, ablasının Alfie’nin kişilik haklarına tecavüz ettiği noktasında birleşmişlerdi. Acaba bu travmadan dolayı mı Alfie’ye yapıştı kaldı bu tür roller diye sormadan edemiyor insan.

Lilly Allen’ın Alfie isimli şarkısını merak ettiyseniz buyrunuz:

Filmin kötü görünen ama içten içe bir iyilik meleği olan kiralık katil rolünde William Dafoe var. Sanırım o da filmin kadrosu ile iyi arkadaş. William gel, sen varsın ben varım, Keanu var, birlikte içececeğiz, biraz da para yapacağız dediler herhalde. Başka türlü bu senaryoyu nasıl kabul etti bilemiyorum.

Film başlıyor ve Keanu şık giyinerek, dövüş sahnelerinde ince hareketlerle kötü adamları takır takır vuruyor. Filmin  bir aksiyon filmi ve bu türün çoğu gibi genç erkek izleyicileri hedefliyor. Bu gruba girenlerin en büyük eğlencelerinden birinin bilgisayar oyunları olduğu artık yadsınamayacak bir gerçek. Filmde tipik bir bilgisyar oyunu gibi kodlanmış. Herşey Keanu Reeves’in elindeki çeşitli silahlarla önüne  çıkan her adamı öldürmesi üzerine kurulmuş.

Gerçi filmde bir öykü var. İntikam üzerine kurulu bir öykü bu. Karısının ölümünden sonra, ondan hatıra kalan köpeğini öldürenlerden intikam alan bir adam rolündeki Keanu, filmin sonuna kadar belki 200 kişiyi öldürüyor. Bir köpek için 200 kişi? Çok mu fazla? Keanu için kesin değil. Çünkü o bütün sessiz ve sakin görünüşünün altında, öfkeli, acımasız ve kindar ruhunu gizlemeyi başaran biri. Bu kadar manasız bir senaryo, doğal olarak bir iki  yan öyküyle desteklenmeye çalışılmış. Ama onların da mantıksal bir açıklaması yok. Kısacası, filmde bir öykü anlatılıyor ama, bu öykünün asıl aksiyona hizmet etmekten başka hiçbir amacı yok. Dolayısıyla seyirciden beklenen, filmi müthiş bir bilgisayar oyunu oynar gibi izlemesi.

Film,  yakın bir zamanda seyrettiğim Tom Cruise’un John Reacher filmini anımsattı bana. Güçlü ve pahalı arabalar, bileği kuvvetli bir delikanlı ve intikam. Hollywood jönleri bu tür filmleri ve getirdiği maddi geliri seviyor olsa gerek Aksiyon filmlerinden, Polisiye / Suç tarzı filmlerden hoşlanıyorsanız keyifli zaman geçirebilirsiniz, gidin seyredin ama Hız veya Matrix gibi bir film beklemeyin.

Turgut Şişman

Polisiye / Suç filmi John Wick filminin fragmanını seyredebilirsiniz:

Yazar:

Turgut Şişman
Turgut Şişman
Turgut Şişman, PolisiyeDurumlar.com ve Dedektifdergi.com sitelerinin kurucuları arasında yer aldı ve halen polisiyeseverlerin ilgi ile takip ettiği bu iki projede aktif olarak görev almaktadır. Çeşitli kitaplarda ve online platformlarda hikaye ve makaleleri yayınlanan Turgut Şişman, Polisiye Yazarlar Birliği üyesidir ve 2005 yılından bu yana İngiltere'de yaşamaktadır.

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum