MÖ 670 yılında varlık gösteren Sakalar’ı öne sürse de kimileri, çoğu tarihçi; MÖ 220 yılında Büyük Hun Devleti’nin kuruluşu ile başladığını söyler bu şanlı tarihin. Milattan önce, sonuçta binlerce yıllık bir kültürden bahsediyoruz.
Canımız tez, gözümüz pek bir karadır. Sonunu düşünmeyiz. Dükkanın önünde kavga olsa, tezgahın altında hazır kıta bekleyen sopamızı kapıp çıkarız biz. Ülke elden gidiyor denildiğinde atletle ya da pijamayla sokağa fırlayışımıza mı şarşırdınız?
Kırmızı ışıktan,sarıyı atlayarak direkt yeşil konumuna geçmezsek ardımızdan çalınan korna seslerini sabırsızlık sanıyordunuz ya, değil işte, hep tezcanlılıktan o. Yoksa hangi millette vardır iş makinelerini saatlerce seyredecek sabır…
Demokrasi Nöbeti
En basit anlarda bile çok hızlı ittifak kurarız biz. Otobüsten inmeden, yerimizi kime vereceğimizi anında seçer, kaşla göz arasında yer değişimi için anlaşırız. Uzun yollarda, “Hızını düşür, çevirme var” demek için hiç tanımadığımız insanlara selektör yapar, sırf plakamızda aynı şehir kodu yazıyor diye sevindirik olur, kornaya asılıp selamlaşırız. O gece on dakikada kamyon kasasına mahalleliyi toplayan ablama mı şaşırdınız?
İlk devletlerimizde kadın erkek ayrımı yapılmadan herkes asker sayılırmış. Kurtuluş mücadelesinde 12 yaşında onbaşı rütbesi alan Nezahat Onbaşı’nın, soğukta kazağını taşıdığı mermilere örtüp donarak ölen Şerife Bacı’nın, savaşlara katılmak için yıllarca erkek kılığında gezen Halime Çavuş’un, Nene Hatun’un ve nicelerinin torunlarını evde tutabileceğini düşünüp de ayağında terlik, elinde sopa yollara düşen teyzeme mi şaşırdınız?
Biz ki park etmiş tozlu araca bile dayanamayıp “Beni yıka” yazarız. Bir milenyumu daha devirmişken, yanıbaşımızda ülkeler iç savaşlar,diktatörler ile uğraşırken, çocuk bedenleri bombardıman enkazları altında kalıp, sahillere vururken milyonlara kucak açıp bizim hiçbir şeye duyarsız kalamadığımızı yeterince anlatamadık mı? Tanklarınıza, jetlerinize, kalkışmanıza duyarsız kalırız mı sandınız da şaşırdınız?
Günlerdir meydanları bekleyen binlercesi sadece parti meselesi için mi ordalar? Söz konusu vatansa partiler de teferruattır. Biz sevdik mi tam severiz, sildik mi de bir kalemde. Taraftarlığımız bile ölümüneyken vatan sevgisinde, demokrasi mücadelesinde tek yürek olmamıza neden şaşırdınız?
Kabul, vardır bir saf yanımız. Diyorum ya, sevdik mi sevabıyla, günahıyla… O yüzden iyi niyetimizi kullanan da çok olur. Ancak buzdan jeton, ütüden ocak, plastik şişeden duş başlığı yapan bu millet, er geç uyanır da görür hakikati… Siz köprüyü kapattığınızda bu denli çabuk uyanılışına mı şaşırdınız?
Biten pili ısıran, şampuanın son demlerine su ile katkıda bulunan, tüpü yan yatırıp iki gün daha idare eden bu millet için de biz bitti demeden hiçbir şey bitmez, bitemez. Siz demokrasi günleri bitti dediğinizde karşı duruşumuza neden şaşırdınız?
A şaşkınlar, dönün önce şanlı tarihe bir bakın. O tarihin içinde isimli isimsiz yüzlerce kahramanımız, sizin tarihsizlikten ürettiğiniz sahte kahramanınız Rambo kadar tanınmıyor olabilir belki ama biz işte o gerçek kahramanların genlerini taşıyoruz. Er geç silkinip kendimize gelecektik elbet. Bu küllerden doğuşun daha başlangıcıdır. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kandadır. Yeter ki inanın ve çalışın, artık bizi kimse tutamaz…
Yazar:
En Son Yazıları
- Polisiye Dizi19 Nisan 2022Sherlock
- Polisiye Kitap Tanıtım22 Mart 2020FİRİŞTEGÂN’IN ARDINDAN
- Polisiye Kitap Tanıtım26 Şubat 2019POLİSİYE KİTAP AİLE SIRRI ÜZERİNE
- Polisiye edebiyat3 Şubat 2017Simirna Kızılı