Türkiye, polisiye edebiyatla henüz haşır neşir olabilmiş değil. Bu türe meraklı okuyucu kitlesine nazaran bu türde yazma eğilimi gösteren yazar sayısı her geçen gün azalıyor. Piyasada özellikle yabancı yazarların polisiye türde kaleme aldığı eserler ağırlıkta. Bunda yayınevlerinin politikaları büyük rol oynuyor. Polisiye tür başlı başına bir araştırma ve çalışma alanı olmasına ve desteklenerek büyütülmeye ihtiyaç duyulan bir kulvar olmasına rağmen birçok yayınevi ticari kaygılar gözeterek popüler kültüre hitap eden eserlere yer verme eğilimi gösteriyor.
Özellikle son dönemde Wattpad gibi editör denetiminden yoksun sosyal mecralardaki okunurluk oranı yüksek düzeyde olan edebi kaygılardan uzak yazınların ticari amaçlarla kitaplaştırılmasına ihtimam gösteriliyor. Yayınevlerinin ticari kazanç elde etme gayesi gütmeleri gayet olağandır. Ancak hiçbir zaman edebi kaygıları da göz ardı etmemeleri gerekir. Türkiye’de istisnalar hariç olmak üzere, içlerinde büyük yayınevlerinin de olduğu birçok kurum bu hususun aksine olarak kazanç sağlayıcı yayınlara öncelik veriyor. Böyle olunca, özellikle edebiyat dünyasına henüz adım atmaya çalışan yeni kalemlerin önü tıkanıyor.
Kitap bastırırken yaşanan zorluklar
Henüz okuyucuya ulaşamamış benim gibi birçok yeni kalem, yayınevleri tarafından ticari risk olarak değerlendiriliyor. Eserinizi ilk yolladığınızda ilk denetimden geçer ve yayınlanabilir onayı alırsanız o kerteden sonra muhatabınız yayınevinin muhasebecisi, mali koordinatörü yahut pazarlık yapmanız gereken ismi oluyor. Baskı maliyetleri, reklam giderleri, fuar ücretleri derken sizden fahiş rakamlar talep ediliyor. Yayınevi bir yandan sizin kitabınıza ihtimam gösterdiğini iddia ederek kitap konusunda övgüler düzerken öte yandan ticari riskini sıfıra indirerek baskı ve dağıtım ücretlerini sizden karşılamaya yöneliyor. Durum böyle olunca da yeni kalemler daha uygun fiyata sizinle çalışmayı kabul eden küçük yayınevleri ile çalışmak durumunda kalıyor. Öyle ki bu küçük yayınevlerinin birçoğu editör denetiminden bile yoksun çalışmaları bir matbaa misali çalışarak baskıya vermekle yetiniyor.
Sistem sizi, eserinizi para ödeyerek basmaya mecbur bıraktığı halde sorunlarınız burada sınırlı kalmıyor. Yayınevleri büyük kitapevleri ile doğrudan muhatap olmak yerine alanında isim yapmış kitap dağıtım depoları ile çalışırlar. Kitap dağıtım depoları ise yoğun talep olup olmadığına bakmaksızın, ücretle basıldığını tespit ettiği kitaplara ikinci sınıf eser muamelesi yapıyor. Öyle ki birçok kitap, kitapçıların raflarında yer alma şansı bile bulamadan sadece internet üzerinde satış yapan kitap sitelerinde yer bulabiliyor. Oysa bilinen bir gerçektir ki bugün kitap okuyucularının sadece %1’lik kısmı internet üzerinden kitap satın alma yolunu deniyor. Kitapçılarda, özellikle isim yapmış mağazalarda kitabınız bulunmadığı takdirde okuyucunun sizi tanıma şansı kalmıyor.
Polisiye tür gibi zaten ülkemiz adına kısır bir alanda çalışma yapan profesyonel yazar sayısı bir hayli az iken bu türde piyasada yer edinmeye ve okuyucuya ulaşmaya çalışan kişilere kitap dağıtım depolarının, kitap eleştirmenlerinin, gazetelerin kitap köşelerinin, yayınevlerinin yeterli desteği vermemeleri adeta edebiyat konusunda edilen büyük laflar ile büyük bir çelişki göstermektedir. Bu çelişkiyi bertaraf etmeden, Türkiye’de edebi kaygılar, sanatsal destekler noktasında düşünce ileri süren, faaliyet yürüttüğüne inanan herkesin eksik kalacağı ve/veya kendisi ile çelişeceği muhakkaktır.
Dilerim her yeni kalemin hakkı zamanı geçmeden -hak ediyorlarsa- kendilerine teslim edilir. Unutulmamalıdır ki çok okunan yazarlar dahi bir zamanlar tanınmayan, hiç eseri olmayan ve piyasada bulunmayan isimlerdi. Onlara tanınan şans hakkı olduğuna inanılan yeni kalemlere de tanınmadıkça, yeni isimler sadece “ticari risk” olarak adlandırıldıkça, polisiye edebiyat gibi edebiyatın kendisi de kısır bir döngüde kalmaya devam edecektir.
Oğuzhan Aslan
Yazar:
En Son Yazıları
- Makale26 Mayıs 2024Homofobik Ne Demektir: Anlamı ve Önemi
- Uncategorized16 Ocak 20212020 Zehirli Kalem Öykü Ödülü’nü Kazanan Belli Oldu
- Uncategorized3 Ocak 2021Kristal Kelepçe Ödülü Sahibini Buldu
- Röportaj13 Ağustos 2020Hale Uzun’la “Derin Gölge” Romanı Hakkında Söyleşi