Cenk-Calisir-Beria-On-ve-Arka-Kapak-Dedektif-Dergi

Cenk Çalışır’in beri̇a romanı üzeri̇ne

Cenk Çalışır’ın Beria isimli romanı, yazarın sekizinci kitabı olarak, Nisan 2019’da kitapseverler ile buluştu. Yerli polisiye edebiyatının en üretken yazarlarından Cenk Çalışır, her romanında farklı bir duyguyu ön plana çıkarması, sürükleyici dili, gerçekçi betimlemeleri ve hikayelerinde heyecanı her an dorukta tutması ile tanınıyor. Beria’nın temelinde, yürek burkan, acı bir mülteci hikayesi yer alıyor.

Beria’nın Konusu

Beria, eşini ve çocuğunu kaybetmiş, psikolojik sorunları nedeniyle obez bir insan haline gelmiş, İstanbul Emniyet Müdürlüğü mensubu komiser Harun’un iç hesaplaşmasıyla başlıyor. Bu hesaplaşma devam ederken, yazar bizi kilometrelerce ileriye, Suriye sınırı ötesine götürüyor. İç savaşın ağır şartları altında, hain bir saldırıda eşini kaybeden Aişe’nin ve küçük kızı Beria’nın insanın içini acıtan kaçış hikayesine sokuveriyor. Yaşadığı onca trajediye rağmen, kızı için daha iyi bir gelecek hayaliyle yola çıkan Aişe, hiç de ummadığı bir felaketin içine sürükleniyor.

Bu felaket senaryosunu kuranların maşası konumunda, İstanbul’da mafyalaşmış, ekseninde “insanı sömürmek” olan, kirlenmiş, kendisine “iş adamı” diyen bir grup kalpazan var. Bu maşayı kanlı elleri ile tutanlar ise Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde operasyonlarını yürüten, çocuk yaşta kaçırılan insancıkları kirli ticaretlerinde sadece birer mal olarak gören, insanlığını yitirmiş, yozlaşmış baronlar.

Tüm bu adaletsiz düzen içinde insan olan, vicdanı olan, yüreği olan bir grup iyi yürekli insanın, kötülerle, organize bir şekilde, akılcı ve planlı mücadelesini anlatıyor Beria.

Beria, içerisinde aynı anda; yitirilmiş ve kazanılmış birer aşkı, en umutsuz zamanlarda doğan umut ışığını, en kötü bilinenin en iyiyle mücadelesini, sona ermek üzere olan bir yaşamın tekrar yeşerip filizlenmesini, en derin kuyuya düşerken birbirine tutunup yükselen insanları barındırıyor.

Beria’yı Henüz Okumamış Olanlara Bir Not

Okuyucuya, Eylül 2015’te mültecileri taşıyan bottan denize düşüp Bodrum’da kıyıya vuran, dünyayı derinden etkileyen, Aylan bebeğin cansız bedenini hatırlatan Beria; anbean “insan nedir”i sorgulatıyor.

Beria, sadece polisiye değil, aynı zamanda bir insanlık dramı. İnsanın içini acıtan, vurucu ve çok gerçekçi bir roman. Bizleri günlük küçük hesaplarımızdan ve sorunlarımızdan sıyırıp, dünyada yaşanan daha büyük meseleleri hatırlatıyor. Mutlaka okuyunuz!

Cenk Çalışır Hakkında

1967 Balıkesir doğumlu. Memur bir babanın çocuğu olarak farklı şehirlerde büyüdü. Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Mezuniyetinin ardından Bursa’ya yerleşti. Basın ve Otomotiv sektörlerinde değişik departmanlarda görev aldıktan sonra reklam dünyasına yöneldi. Bu kararla oluşturduğu stüdyosunda reklam ve tanıtım fotoğrafçılığı üzerine çalıştı. Eşi, oğlu, kedisi ve köpeğinden oluşan bir ailesi var.

İlk eserini 2010 yılında verdi. İnsanı suç üzerinden anlatan kurgulara yoğunlaştı. Suç kavramının insandan bağımsız olarak ele alınamayacağını savunduğundan, insanı bu yönüyle ele alan eserler kaleme aldı. Bir suçtan söz edildiğinde gerçekte bir insanın öyküsünden, yaşamının suçla temasından söz edildiğini düşündüğünden çalışmalarını polisiye edebiyat alanında sürdürdü.

Sinema ile de ilgilenen yazarın, senaryo grupları ile çalışmaları devam ediyor.

[Kaynak: www.cenkcalisir.com]

Yazar:

Yamaç Yalçın

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum