Polisiye yazarı Glenn Meade Kimdir

Polisiye yazarı Glenn Meade Kimdir

Glenn Meade o gün San Remo’daydı. Otel odasında televizyonu açtı ve dehşet içinde kaldı. Dizleri titremeye başladı. CNN’in, Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan saldırıları canlı yayında verişini izliyordu. Onu ayakta duramayacak hale getiren şey, gözünün önünde olup biten felaket değil, yeni bitirdiği romanının birdenbire gerçeğe dönüşmesiydi…”

Bu yıl, her ne kadar yağmurlar sebebi ile geldiğini pek hissedemesek de, yine geldi yaz.  Yaz mevsimi denildiğinde gözümün önünde canlanan şey, bir sahil beldesi, begonvillerle süslenen mavi balkonlu, beyaz evler, durgun bir deniz kenarında şezlong ve baş ucumda bir kitap. Ben galiba bu manzarayı, köşe bucak gezilip fotoğraf çekilen tatillerde müziğin sokaklara taştığı mekanlarda sabahlamaya tercih eden kesimdenim.  İster yaşlılık diyelim buna, isterseniz huzur tutkunluğu…

Yaz tatillerine ön hazırlık için alınan mayolara, parmak arası terliklere, plaj havlularına nispet benim ilk hazırlığım sahafın yolunu tutmak olur. Yine bir yaza hazırlık seansında rastlantısal olarak karşılaştım Glenn Meade ile.  Sakkara’nın Kumları ile de o yazımın keyifli günlerini yaşadım sayesinde. Burada kendisini yad edecekken farkettim ki hakkında sadece çok az bilgiye erişilebiliyor. Merak edenler için bu bilgiyi yine de paylaşayım.

Glenn Meade – Tarihi Kurguların Efendisi

Glenn Meade; 1957 yılında İrlanda`nın başkenti Dublin`in Finglas kasabasında doğdu. Irish Times ve Irish Independent gazetelerinde yazdı. Glenn Meade`in romanları, yirmiden fazla dile çevrildi. 1980`lerde kendi oyunlarını yazdı ve yönetti. Yazarlığının yanı sıra pilot eğitmenliği yapan Meade, 1980`lerin ortalarından, ilk romanını yazana kadar (1994) Dublin`deki Strand Tiyatrosu`nda kendi yazdığı bir dizi oyunun yönetmenliğini de yaptı.

Eleştirmenler, Glenn Meade`in romanlarını, olay ve kurgu bakımından, Frederick Forsythe, John le Carre ve Tom Clancy`nin heyecanlı bir karışımı olarak niteliyor. Uluslararası başarı kazanan romanları, olayların geçtiği Rusya, Mısır, Avrupa ve ABD`de kılı kırk yaran araştırma ve incelemelerin ürünüdür. Kitapları Fransızca, Almanca, İspanyolca, Türkçe gibi pek çok dile çevrildi.Hemen hemen tüm kitaplarında tarihin arka penceresine bir bakış atmanızı sağlayan yazar bu alanda diğer polisiye macera yazarlarından ayrılıyor.

Polisiye yazarı Glenn Meade’nin kitapları:

Brandenburg (1994)
Kar Kurdu (1996)
Sakkara`nın Kumları (1999)
8. Gün (2002)
Buz Kapanı (2004)
Şeytanın Müridi ( 2006)
İkinci Mesih (2011)
Romanov Komplosu (2013)
Son Tanık (2014) olarak tamamı Türkçe’ye çevrilmiştir.

Her ne kadar edebiyat çevrelerince polisiye gerilim tarzında orta sınıf bir yazar olarak kabul edilse de nazarımda orta sınıfı bir tık geçebilen kitapların yazarı olan Meade, Sakkara’nın Kumları‘nı okuduktan sonra bende diğer kitaplarını alma isteğini uyandırabilmiştir. İkinci Dünya Savaşı´nın ortasında Mısır´da geçen ilginç ve heyecanlı bir öyküyü anlattığı bu kitapla, nazi Almanya’sına bir bakış atmamı  sağlamış, gerilimi ve macerayı özümserken tarih bilgimi de arttırabilmiş, bende araştırma isteği uyandırmıştır. Glenn Meade, ‘Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu´ya gelen Roosevelt ve Churchill´i öldürmek istemeleri tarihi bir gerçektir.’diyor ve Sakkara’nın Kumları‘nı kurgularken de bu gerçekten yola çıkıyor. Ansiklopedi ağırlığında,614 sayfalık kitap;samimi karakterler, sürükleyici anlatım, entrikalarla destekli aksiyon ve sonunda ise okuyucuyu ters köşeye yatırarak bu tarzı sevenler için biçilmiş kaftan oluveriyor.

Yazarın nazilere olan ilgi ve bilgisine, ilk kitabı olan Brandenburg ‘de de rastlıyoruz. Her ne kadar yazarın ilk kitabı olsa da ben birkaç kitap sonrasında okudum Brandenburg’ ü ve iyi ki de öyle yapmışım dedim içimden. Çünkü ilk okuduğum kitap bu olsaydı, belki de bunun üzerine diğer kitaplarında aldığım hazzı alamayacak ve hep Brandenburg kalitesini arayacaktım. Nazi dönemine dair bilinen bazı gerçeklerin üzerine kurgulanan bu kitapta yazar hayal gücünü fazlasıyla iyi kullanmış. Ali Cevat Akkoyunlu tarafından ustalıkla çevrilmiş kitap; 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde, Güney Amerika’ya göç etmiş birçok  Nazi üyesi ve bunların görünen hatta görünmeyen amaçları hakkında alternatif bir tarih kurgusu ile geliyor. 618 sayfalık kitap gözünüzü korkutmasın, neonazilerin projesini yoketmeye kararlı kahramanlarımızın maceralarını soluk almadan okuyacağınızı düşünüyorum.

Önem verenler için dile getirmeliyim ki 404 sayfa ile yazarın en ince kitaplarından olan Buz Kapanı’ı ,ilk bu kitapla başlayan bir Glenn Meade okuru için çok etkileyici bir macera romanı olacaktır, ta ki yazarın başyapıtlarını okuyana kadar. Kar Kurdu, Sakkara`nın Kumları, Brandenburg’de bulacağınız tarihsel derinlik,entrika ve komplo heyecanının yerini bu kitapta sıradan bir aksiyon,macera tadı alıyor. Yine de önyargısız okunabilirse, Buz Kapanı kaliteli bulunabilecek bir polisiye romandır.

Glenn Meade o gün San Remo’daydı. Otel odasında televizyonu açtı ve dehşet içinde kaldı. Dizleri titremeye başladı. CNN’in, Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan saldırıları canlı yayında verişini izliyordu. Onu ayakta duramayacak hale getiren şey, gözünün önünde olup biten felaket değil, yeni bitirdiği romanının birdenbire gerçeğe dönüşmesiydi…”

8. Gün romanının arka kapağından yaptığım bu alıntı sanırım size kitap hakkında bir önbilgi vermeye yetecektir. Bazı kesimler bunun bir pazarlama stratejisi olduğunu düşünse de 11 Eylül saldırılarının hemen öncesinde yazılmış kitap; yayımlandığı tarih ile sükse yaratan hatta yayınevi tarafından basılması reddedilen bir eser. Nedendir bilmem yazarın en zor okuduğum kitabı olmuştu. Birkaç kez başlayıp yarıda bırakma macerasından sonra, doğru zamanı bulduğumda bir çırpıda okuyup bitirdiğim 668 sayfalık kitap, ne yazık ki batının müslümanlara karşı beslediği önyargıları da içeriyor.

İkinci Mesih kitabında “Eh ben oldum, ne yazsam satıyor.” gibi bir geçiştirme hali hissettiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Şeytanın Müridi kitabı ile başladığını düşündüğüm düşüş, bu kitapla dip yapmıştı sanki. En azından Şeytanın Müridi kitabında heyecanlı bir aksiyon varken bu kitabı oldukça sıkıcı bulduğumu itiraf edeceğim. Tarihi kurgular üzerine üstad olduğuna az daha kanaat getireceğim Glenn Meade, bu kitap ile ilk altı günde beşinci baskıya ulaşmış, Vatikan sırları üzerinden bir gizem kurgulayarak İsrail’den, Roma’ya bizi diyar diyar dolaştırmış olsa da kendini aşamamış, beni hayal kırıklığına uğratmıştı.

Bazı yazarlar vardır ki, ömrümüzün ilk on listesine girebilecek kurgular üretirler. Sonrasında aynı başarıyı korumanın zorluğuyla hayal kırıklıkları kaçınılmaz olur. Her ne olursa olsun, Glenn Meade adından söz edilmesi, tanınması gereken bir yazardır.

Romanov Komplosu ve Son Tanık kitaplarını henüz kitaplığıma eklememiş olduğumdan haklarında yorum yapamayacağım ama önümüzde uzun bir yaz var ve ben elimdekileri bitirir bitirmez sahaf yolunda olacağım.

Burda bir dip not, kitaplarımı sahaftan almayı severim, benden önce okuyan insanların izlerine rastlamak hoşuma gider. Belki sizin okuduğunuz bir kitap da elime geçer bir gün, kimbilir belki bir gün…

Güneşiniz, huzurunuz, aydınlığınız bol olsun. Gönlünüzdeki yaz her nasılsa sizinle olsun ama herşeyden önemlisi başucunuzda mutlaka ama mutlaka güzel bir kitap bulunsun…

Funda Menekşe

Yazar:

Funda Menekşe

Yorum yaparken lütfen hikaye ya da filmlerin konusunu açık etmeyin ki her okuyan sizle aynı zevki alabilsin ;)

yorum