Agatha Christie‘nin Roger Ackroyd Cinayeti isimli eseri, polisiye edebiyatın bugüne dek yazılmış en önemli ve en ünlü romanıdır. Ünü, polisiyenin de sınırlarını aşmış, yazarına büyük bir servet kazandırmış bir şaheserdir. Bu kitabı okuyup ta finalinde şoke olmayan tek bir kişi yoktur sanırım. Kurgusunun mükemmelliği karşısında en müşkülpesent eleştirmenlerin bile şapka çıkarmak zorunda kaldığı bu ürkütücü ve gizemli roman, değişik adlarla ülkemizde bir çok kez yayınlandı.
Ancak ben size, Pınar Kür’ün çevirdiği ve Metis Yayınevi’nin Polisiye dizisinde yayınladığı Roger Ackroyd Cinayeti romanını okumanızı önereceğim. Altın Kitaplar’ın eksik ve hatalı çevirisi yerine, Pınar Kür‘ün özenli ve okurken insana keyif veren çevirisini eminim siz de beğeneceksiniz.
Agatha Christie tutkunları için bu kitap hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Roger Ackroyd Cinayeti‘ni muhakkak okumuşlar ve unutulmaz bir roman olarak belleklerinin bir köşesine kaydetmişlerdir.
Katil Kim?
Öykü, küçük bir İngiliz köyünde geçer. Zengin bir adam öldürülür. Hercule Poirot olayı soruşturur ve sonunda katili yakalar. Diyeceksiniz ki, öve öve bitiremediğin roman bu mu? Değil elbette.
Polisiye romanlar hakkında yazarken, konuyu mümkün olduğunca az ve öz anlatmakta yarar var. Aksi takdirde, işin içyüzünü okuyucuya duyurmak gibi tatsızlık yaşanabilir. Burada şimdilik böyle bir tatsızlığa meydan vermeyeceğiz ama ilerki yazılarımızda Roger Acroyd‘un katilini açıklamak zorunda kalacağımızı şimdiden duyuralım. Bu nedenle, Roger Ackroyd Cinayeti ile ilgili yazılarımızı takip etmek isteyen okurlarımızın, bir an önce bu romanı okumalarında yarar var. Roman, bütün klasik polisiyelerde olduğu gibi, cinayetin nedeninden çok, katilin kim olduğu ve cinayeti nasıl işlediği sorularına odaklanmıştır. Çözüm, bir çok yazar ve eleştirmen tarafından “dahiyane” olarak nitelendirilmiştir.
Hercule Poirot ve Polis
Olayın geçtiği köyün adı King’s Abbot’dur. Ve ne tesadüftür ki, Hercule Poirot, kendini emekliye ayırıp, bu köye yerleşmiştir. Sakin bir hayat sürmek ve bahçesinde balkabağı yetiştirmekten başka bir düşüncesi yoktur. Komşusu ise ablasıyla birlikte oturan köyün doktorudur. Bu doktor neşeli, sakin, iyiliksever bir adamdır. Zaten bize öyküyü de o anlatır. Her ne kadar olay, İngiliz taşra soylusunun prototipi olan Roger Acroyd‘un öldürülmesi üzerine başlatılan soruşturmaya dayanmaktaysa da roman bir intiharla açılır. Köyün zengin ve dul hanımı, geride bir mektup bırakmadan kendisini öldürmüştür. Kuşkusuz her iki ölüm arasında çok sıkı bir bağ vardır. Poirot, polise paralel bir soruşturmayla, cinayetle alakasız bütün olguları birer birer ayıklar ve sonunda gerçeğe ulaşır.
Arthur Hastings Yerine Dr. Sheppard
Poirot, Doktor’un tuttuğu günlükten de yararlanır. Zira, Hercule Poirot, Doktoru da soruşturmasına dahil eder. Yani, doktor, romanda bir anlamda Arthur Hastings’in yerini alır. Hem Hercule Poirot‘yla birlikte soruşturmaya katılır, hem de soruşturmayı kaleme alır.
Miss Marple Geliyor
Romanın en ilginç karakterlerinden biri de Doktor’un ablası Caroline’dir. Adeta ikinci bir dedektif gibi romanı zenginleştiren bu kişilik, daha sonraki yıllarda ortaya çıkacak olan Miss Marple’a temel teşkil etmiştir. Benim de romanda en hoşuma giden bölümler Caroline’nin yer aldığı sayfalar oldu. Son derece dedikodu meraklısı olan Caroline’in, komşusu Hercule Poirot‘nun ağzından laf alabilmek için yaptığı numaraları ve düştüğü komik durumları okumak çok keyifliydi.
Agatha Christie’nin Müthiş Hilesi
Roman, her ne kadar klasik polisiye kurallarına uygunsa da Agatha Christie‘nin yaptığı bir hile, özellikle kitabın ilk basıldığı 1926 yılında büyük itirazlara ve gürültüye sebep olmuştur. Ancak kitabı olağanüstü ve eşsiz kılan da bu hiledir. Dolayısıyla benim de bu hileyi -en azından şimdilik- burada açıklamamı beklemeyin. Ama kitabı okuduğunuzda, bu hileyi siz de farkedecek ve belki de yapılan itrazları haklı bnulacaksınız.
Roger Ackroyd’un Bilime Katkısı
Son olarak, Roger Ackroyd Cinayeti’nin insan bilimleri alanındaki pek çok araştırmaya konu edildiğini de belirtmeliyim. İnsan yapısıyla ilgili teorik sorunları incelemek için bu kitabı dayanak noktası yapan Roland Bartes, Gerard Genette, Julie Greimas, Umberto Eco, Raymond Chandler ve Alain Robbe-Grillet gibi yazarlar, bu konuda önemli eserler verdiler. Böylece, Agatha Cristie’nin romanı zaman içinde büyük bir değer kazandı.
Gerçekten de büyük bir ustalıkla yazılmış bu baş yapıtı bir an önce okumanızı tavsiye ederim.
Not: Bir tavsiyem de şu olacak. Kitabı okumadan, Poirot Tv serisinde yer alan aynı adlı filmi izlemeyin. Romandaki sihir filmde yok. Ve romanı okumazsanız asla o hileyi de öğrenemezsiniz. Ya da sağdan soldan okuyarak öğrenirsiniz belki ama, o hileye maruz kalmanın tadını/keyfini bir daha asla çıkaramazsınız.
Kitabın Künyesi:
Kitabın Adı: Roger Ackroyd Cinayeti
Orijinal Adı: The Murder of Roger Ackroyd
Yazan: Agatha Christie
Çeviren: Pınar Kür
Basım Yılı : 1992
Yayınevi: Metis/Polisiye
Genco Sümer
Yazar:
- Gencoy Sümer: Zonguldak doğumlu olan Gencoy Sümer, Kabataş Lisesi’ni ve İstanbul Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde master ve doktora yaptı. Polisiye Durumlar sitesini kurdu. Halen yayınlanmakta olan Dedektif adlı polisiye e-dergiyi çıkardı. Hem bu dergide hem de Polisiye Durumlar’da birçok öykü ve makalesi yer aldı. İlk romanı Feneryolu Cinayetleri 2017’de yayınlandı ve 2019’da ikinci, 2020’de üçüncü baskısını yaptı. 2019’da yayınlanan Aile Sırrı ve Göl Kıyısındaki Ev adlı kitapları da olan yazar İngiltere’de yaşıyor.
En Son Yazıları
- Makale20 Mayıs 2024Femme Fatale Nedir? Edebiyat ve Sinemada Kötü Kadın Tiplemesi
- Agatha Christie15 Mayıs 2024Agatha Christie Kitaplarını Hangi Sırayla Okumalısınız?
- Makale14 Mayıs 2024Sharon Tate Cinayeti: Roman Polanski’nin Eşinin Korkunç Ölümü
- Polisiye Kitap Tanıtım6 Ağustos 2020J.W. Stephenson İle Sahte Banknot Dosyası Romanı Üzerine Söyleşi