Blog

Kasımpaşa canavarı adını Kasımpaşa’da bulunan bir ceset ile duyurdu. 1976 yılının 4 eylül gecesi, Kasımpaşa’da bulunan bir cesedin, polisi uzun süre uğraştıracak bir cinayetler dizisinin  başlangıcı olduğunu henüz kimse bilmiyordu. Öldürülen kişi, Ali Bakırca adında bir inşaat işçisiydi. Katil, Bakırca’nın kafasını önce bir demirle parçalamış, sonra yüzüne kireç dökmüştü. Vaka, sıradan bir cinayet olarak kabul edildi ve araştırmalar ona göre yapıldı.

Kasımpaşa Canavarı, Seri Cinayetler

Ancak, gene aynı semtte 20 Eylülde bulunan ikinci bir ceset, olayın bir seri katil işi olabileceği yönündeki şüphelerin artmasına neden oldu. Kurban bu kez, bir karpuz sergisinde uyuyan Osman Periz adında bir şahıstı. Katil gene demir bir çubukla maktulün kafasını parçalamış, daha sonra bir battaniyeye sarmıştı.

Gazeteler, üstüst yaşanan bu cinayetleri, Kasımpaşa’da bir caninin dehşet saçtığı şeklinde duyurunca, İstanbul’da kıyamet koptu. Şehirdeki herkes Kasımpaşa Canavarı’ndan söz ediyor, Cinayet Masası katili bir an önce yakalamak için hummalı bir biçimde çalışıyordu. Ne var ki, 29 Eylül gecesi yeni bir cinayet işlenmesine engel olunamadı. Maktül bir gece bekçisiydi ve görevi başında öldürülmüştü. Cinayet aletinin demir çubuk olması dışında hiçbir ipucu yoktu.

Kasımpaşa Canavarı – İstanbul Dehşet İçinde, Türkiye’nin seri katilleri

Kasımpaşa Canavarı’nın dördüncü kurbanı denizde bulundu. Artık olay, gazetelerin manşetlerine çıkmıştı. İstanbullular dehşet içindeydiler. Kum iskelesindeki ceset, bir aydan beri kendisinden haber alınamayan, 20 yaşındaki Veli Özel’e aitti. Dolapdere’de bir düğme atölyesinde çalışan Özel, 7 Eylül günü evinden çıkmış ve bir daha
geri dönmemişti. Cesedi uzun süre suda kaldığından bozularak tanınmayacak hale gelmiş, ayrıca boyun bölgesinde çiviyle açıldığı tahmin edilen iki delik saptanmıştı. Olayın duyulması, şehirdeki paniği büsbütün artırdı.

Başarısız Bir Cinayet Girişimi

Kasımpaşa Canavarı’nın beşinci cinayet eylemi ise başarılı olamadı.Cani puslu bir 4 Kasım gecesi, Piyalepaşa’da patlayan lastiğini değiştirmeye çalışan taksi şoförüne demir çubukla saldırdı. Ancak, şoför Zekeriya Galipçi, son anda arkasını dönerek, kendisine gelen bu darbeden kurtulmayı becerdi. Daha sonra yaşadıklarını ise şöyle
anlattı: “Elimdeki ışıldağı yüzüne doğru tuttum. Mavi gözleri garip bir biçimde parlıyorlardı.  ‘Yapma’ diye haykırdım.” Katil, ikinci darbeyi indirmedi. Karanlığa karışıp gözden kayboldu.

Kasımpaşa Canavarı hiçbir zaman yakalanamadı. Canavara duyulan ilgi medyanın da gayretiyle özellikle seksenli yıllarda çok arttı. Filmlere, romanlara konu oldu. Bir çok medyatik faaliyette malzeme olarak kullanıldı.

Kasımpaşa canavarı Türkiye’de bilinen ilk seri katildir.